| Tanrı beni affetsin, hayatımdaki en büyük günahım da budur. | Open Subtitles | ليغفر لي الرب، ولكن قد تكون هذه هي خطيئتي الأكبر |
| günahım âşık olmaktı ve ben dersimi aldım. | Open Subtitles | خطيئتي كانت السقوط في الحبّ، ولقد تعلّمت الدرس. |
| Biliyorum ki günahım çok büyük fakat yaptığım yanlış şeyden dolayı onun acı çekmemesi için sana yalvarırım. | Open Subtitles | أنا أعلم بأن ذنبي كان عظيماً جداً لكنني أتوسل إليك لا تدعيها تُعاني بسبب عملي الخاطيء |
| Haçlı Seferleri'ni bahane edebilirim fakat bu benim kendi zayıflığım kendi günahım. | Open Subtitles | يمكنني إلقاء اللّوم على الحملة الصليبية لكني أعرف ذالك كان بسبب ضعفي إنه ذنبي |
| Ben evli bir adamım. İtiraf edecek günahım yok. | Open Subtitles | أيها الأب, أنا رجل متزوج لم أقم بأى خطيئة كى اعترف. |
| "Bu benim utancım, belki de günahım." | Open Subtitles | وقال هناك عار على بلدي .. ربما خطيتي |
| Galiba kıskançlık ta benim günahım. | Open Subtitles | يبدوا أن الحسد هو خطيئتى |
| Benim bir günahım yok ! Günah baştan çıkanın değildir , baştan çıkaranındır derler ! | Open Subtitles | لكني لاأرتكب الخطايا ، وان الاغراء خطيئه ؟ |
| Ama günahım o kadar kötüydü ki beni hiçbir dua kurtaramazdı. | Open Subtitles | لكنني كنت أعرف أن خطيئتي كانت كبيرة بحيث السلام عليك يا مريم لا نجني. |
| Mesih'ten beni düzeltmesini istedim ve O cevap vermeyince Günahımdan arınırım umuduyla sessizliğe sığındım. Ağızda dağılan bir şeker gibi günahım da dağılırdı, ama ağzımda kalan tat, utançtı. | TED | سألت المسيح أن يصلحني، و حين لم يُجب لزمت الصمت على أمل أن تمحى خطيئتي و تُحل عقدة لساني و أن يذوب كما السكر على اللسان، لكن طعم العار كان يظهر لي ببطء. |
| O demirle alnının dağlanmasındaki günahım belki silinemez ama umarım özgürlük armağanı biraz olsun gönlünü alır. | Open Subtitles | خطيئتي التي ارتكبتها بوسمك لايمكن أن تُغفر... لكنني أرجوك أن تعتبر ماحدث اليوم تعويضاً مناسباً. |
| Benim günahım çok büyük bir günah. | Open Subtitles | خطيئتي خطيرة للغاية |
| Tek günahım Caroline'ı sevmek ve ona bir kız çocuğu vermekti. | Open Subtitles | خطيئتي الوحيدة هي أني أحببت (كارولين)، وأنجبت منها طفلة |
| Haçlı Seferleri'ni suçlayabilirim fakat bunun kendi zayıflığım ve günahım olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يمكنني إلقاء اللوم على الحملة الصليبية لكني أعرف ذالك كان بسبب ضعفي إنه ذنبي |
| Ve geçen 2 yıl da günahım için tövbe ediyordum. | Open Subtitles | و على مدى السنتين الماضية, ندمتُ على ذنبي فعلاً. |
| Benim hatam yada günahım nasıl söylersen söyle, ama beni affet. | Open Subtitles | خطأي أو ذنبي أدعيه ما شئتِ لكن سامحيني |
| İnançlı Yo Si olarak kalmamam, benim en büyük günahım. | Open Subtitles | لن أبقى مؤمة مالم يتم غفران ذنبي الأكبر |
| İmzalamamın sebebi korkunç günahım için ceza çekmem gerektiğine inanmamdı. | Open Subtitles | لقد وقعت عليها لأني كنت أؤمن أني ارتكبت خطيئة مريعة، ويجب أن أعاقب |
| Şimdiye kadar hiç itiraf etmediğim bir günahım var. | Open Subtitles | هناك خطيئة لم اعترف بها قط |
| "Bu benim utancım, belki de günahım." | Open Subtitles | وقال هناك عار على بلدي ربما خطيتي |
| "Bu benim utancım, belki de günahım." | Open Subtitles | وقال هناك عار على بلدي ربما خطيتي |
| -Galiba kıskançlık ta benim günahım. -Kutuda ne var? | Open Subtitles | يبدوا أن الحسد هو خطيئتى |
| Bugün Kefaret Günü ve arınacak bir sürü günahım var. | Open Subtitles | أنها ليلة عيد القيامة و الله يعلم انى أرتكبت كثير من الخطايا , ليخلصنى |