| Artık günaha girmeyeceğim ve şeytanın ayartmalarından kaçınacağım. | Open Subtitles | أنـا أُصمم على الإبتعـاد عن الخطيئة من الآن وأن أتفـادى وسوسة الذنب |
| Arzularımın peşine düştüm ama sizinle yaptığım şey beni günaha sokuyor. | Open Subtitles | أنا مشتت بالرغبة يخبرني بأن ما أفعله معكِ هو الخطيئة |
| "Her kim, bir kadına tutkuyla bakarsa... kalben günaha girmiş olur" | Open Subtitles | انه من ينظر الى امرأة بشهوة" "فقد ارتكب خطيئة في قلبه |
| Pekala,o çok güzel. Ve bu bir çok günaha değer, öyle değil mi? | Open Subtitles | هي جميلة، وذلك يعوض عن تلك الخطايا الكثيرة أليس كذلك؟ |
| "günaha karşı bir çare olarak ve zinadan sakınmak için buyurulmuştur." | Open Subtitles | هو أُقيم للحماية من الذنوب ومن الوقوع في الزنا |
| Bizi ölümcül günaha sürükleyip felakete götürecek şeytanla savaşacak olandır. | Open Subtitles | ويقاتلون الشر الذي سيحكم علينا بالخطيئة الأبدية |
| Ağır mide zihni gölgeler. Böylece günaha karşı koyamazsınız. | Open Subtitles | ،الجسم الثقيل يثقل على العقل وهو ما يؤدي بك للاستسلام للخطيئة |
| Geri kafalı olduğum için özür dilerim ama günaha girerken pek de rahat olamıyorum. | Open Subtitles | ،أعذريني إن كنت ذو طراز قديم لكن لا أشعر بالراحة بأن نعيش في الخطيئة |
| Beni öldürmen için seni gönderen adam herkesin doğası gereği günaha yatkın olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | يظنّ ذلك الرجل الذي أرسلك لقتلي أنّ كلّ انسانٍ قابلٌ للفساد لأنّ الخطيئة من طبيعتهم |
| Lütfen, ben azizleri yüzyıllar boyunca günaha soktum. | Open Subtitles | رجاءاً , لقد بعتُ الخطيئة للقدّيسين منذ قرون |
| Zihinsel rahatsızlık dediğimiz şey, günaha kılıf uydurmanın yeni yolu. | Open Subtitles | المرض العقلي هو التفسير الوحيد لإرتكاب الخطيئة |
| Şeytan, dünya ve günaha karşı korkusuzca savaşsın. | Open Subtitles | لكن بشكل شجاع للمُحَارَبَة تحت رايتِه ضد خطيئة العالم والشيطان |
| Hangimiz Keje için bu kadar günaha girmeyi göze alabildi? | Open Subtitles | من منا كان ليجرؤ أكثر على إرتكاب خطيئة كهذه؟ |
| O andan itibaran babam için günaha girecektim. | Open Subtitles | من ذلك الوقت، أصبحت منشغلاً في ارتكاب الخطايا من أجل والدي |
| Seçim, kendine söz vermektir, ve kendine söz vermek başarısızlığa günaha ve ihanete yol açabilir. | Open Subtitles | كي تختار فأنت تعترف بكيانك وإعترافك بنفسك يجعلك تجتاز، يجعلك تجتاز خطر الفشل وخطر الذنب والخيانة. |
| Derste karar verdim, günaha hazırdım. | Open Subtitles | اتخذت قراري في الفصل، كنت مستعداً لارتكاب الذنوب |
| günaha belendin, Meryem. Namusumuzu kirlettin! | Open Subtitles | أنتِ ملوثة بالخطيئة يا مريم وجلبتي لنا العار |
| - Evet efendim. - Erkekleri günaha itmem. | Open Subtitles | نعم ، أيها القبطان - لن أقود آي رجل للخطيئة - |
| Bu eller böylesine hassas kimselere sürülemeyecek kadar kana ve günaha bulandılar. | Open Subtitles | تلك اليدين قتلت الكثير و فعلت خطايا لكي تنضم لمثل هؤلاء الحنونين |
| İncil'de şöyle der: Eğer sağ elin seni günaha sürüklüyorsa, onu kes! | Open Subtitles | يقول الكتاب المقدس: "إذا سببت يدك اليمنى بالخطيئه" يجب أن تُقطع |
| Gel bana Behmen. Sen günaha batmışsın. | Open Subtitles | تعال " بهمن " ، بخطاياك. |
| günaha sırtlarını dönerek, tekrar normal olabilirler. | Open Subtitles | إذا ابتعدوا عن الإغراء يمكن أن يصبحوا عاديين مجدداً |
| günaha giriyorsunuz. | Open Subtitles | انها مفسدة |
| Bizi günaha davetlerinden ve kötülükten koru. | Open Subtitles | ولا تدخلنا في التجارب لكن نجنا من الشرير |
| Kıskançlık ya da gurur gibi bir günaha teslim olursanız, sadece kendinizi incitirsiniz. | Open Subtitles | أنت تستسلم لخطيئة كالحسد أو الكبر التي بها تؤذي نفسك فقط |
| günaha girmiş gibi. | Open Subtitles | وكأنّني أذنبت .. |