| Maldivler, biliyorsunuzdur ama, Hindistan'ın Güneybatı sahillerinde bulunan takım adalardan oluşuyor. | TED | المالديف، كما تعلمون، سلسلة من الجزر مقابل الساحل الجنوب الغربي من الهند. |
| Ya da güneydoğu veya Güneybatı. | Open Subtitles | الجنوب، من الواضح اما الجنوب الشرقي أو الجنوب الغربي |
| O Grossberger. Güneybatı tarihindeki en büyük katil. | Open Subtitles | هذا جروس برجر , أضخم قاتل في تاريخ الجنوب الغربي |
| Güney, Güneybatı. Yaklaşık üç gün. | Open Subtitles | جهة الجنوب، الجنوب الغربي حوالي ثلاثة أيام |
| Bir dakika. Bunlar Güneybatı kesimi malzemeleri! | Open Subtitles | انتظر لحظة ، هذه مكونات من الجنوب الغربي |
| Buralarda yetiştikleri tek yer Güneybatı Dade veya Keys. | Open Subtitles | المكان الوحيد لزراعتها هو الجنوب الغربي أو في الأرجاء |
| Güneybatı'daki garip havadan yeterince nasibimizi aldık sanırım, | Open Subtitles | بدأت باكرا هذا الصباح لكني اعتقد انك اخذت نصيبك من الطقس الغريب في الجنوب الغربي |
| Tam önünüzde, Güneybatı tarafındaki köşede, ilk giriş kapısı var. | Open Subtitles | مقابلك مباشرة بجوار الركن الجنوب الغربي ستجد المدخل الأول |
| Güneybatı bölgesindeki anahtar bölgeleri boşaltmaya konsantre olmalıyız. | Open Subtitles | لذا يجب أن نكثف جهودنا في مناطق الإخلاء المركزية في الجنوب الغربي |
| Efendim, Güneybatı kanadında sismik hareketlenme saptandı. | Open Subtitles | سيدي، أجهزة الأستشعار ترصد نشاطات غريبة في الجنوب الغربي |
| Olacakları anlayabilmek için Güneybatı'nın bir kuraklık içinde olduğunu düşünün. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن الجنوب الغربي الذي يتحول إلى منطقة جافة كمثال لوصف ما سيحدث |
| Fakat teknik olarak, Güneybatı'da kuraklık olmayacak orası çöle dönüşecek. | Open Subtitles | لكن من الناحية الفنية, لن يتحول الجنوب الغربي إلى منطقة جافة بل سيصبح صحراء |
| Su temizlenecek ve Güneybatı'ya daha fazla su ulaştırılacak. | Open Subtitles | وستتجدد المياه وبالتالي سيكون هناك ما يكفي لدعم الجنوب الغربي الأمريكي |
| Güneybatı da faaliyet gösteren bir konfeksiyon zinciri var. | Open Subtitles | هذه سلاسل إقليمية للملابس تعمل في الجنوب الغربي |
| Saatte 8 km, aralıklı Güneybatı'dan. | Open Subtitles | خمس أميال في الساعة، تقريباً قادمة من الجنوب الغربي |
| Güneybatı Amerika'ya bayılırım başlangıç yemeklerine tabii. | Open Subtitles | أنا أعشـق الجنوب الغربي الأمريكي، كـ بدايةً. |
| Bütün sabah Güneybatı yönünde gittik. | Open Subtitles | لتخطيط طريقنا لقد كنّا نسير بالإتجاه الجنوب الغربي طوال الصباح |
| Sen, sivri zekalı! Güneybatı yönünden güneye on beş derece. | Open Subtitles | أيها البطل ، صوب 50 درجة باتجاه الجنوب الغربي |
| Güneybatı acil çıkışından çıkmanızı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أقترح عليكم الخروج من مخرج الطوارئ في الجنوب الغربي |
| Şüpheli yaya olarak deponun Güneybatı istikametine gidiyor. | Open Subtitles | المشتبه به يسير على الأقدام جهة الجنوب الغربي من المخزن |