| İnsanların kısa dönem kâr heveslerine ve uzun dönemde alacakları sonuçları umursamamalarına güveniyorlar. | Open Subtitles | أنه يعتمدون على البشرية لأخذ منافع قصيرة الأمد، تجابهها تبعات وخيمة طويلة الأمد. |
| Anuk ve onun gibi sayısız çocuk bize güveniyorlar. | TED | إن أنوك والعديد من الأطفال مثله يعتمدون علينا. |
| Dolayısıyla; üretmek için küresel ve birbirlerine bağlı ve bağımlı bir üretici ağına güveniyorlar. | TED | فهذا يُعني أنهم يعتمدون على أساس عالمي ومترابط؛ مترابط مع الشركات المصنعة لإنتاج هذه المنتجات. |
| Senin işçilerin gözü kulağı olduğunu biliyorum sana güveniyorlar. | Open Subtitles | أعلم أنك تستحوذ على اهتمام الموظفين, وأنهم يثقوا بك |
| Bana bir yetişkin olarak güveniyorlar ve zekice kararlarıma güveniyorlar. | Open Subtitles | يحترموني كراشد, ويثقون بقراراتي الحكيمة. |
| Bunun için Coca-Cola'nın pazarlamasına güveniyorlar. Peki onların pazarlamasının sırrı ne? | TED | لذا، فهم يعتمدون على كوكاكولا من ناحية تسويقها. ماهو سرّ التسويق لديهم؟ |
| Görünüşe göre yedek takviyesinde sıkıntıları var bu yüzden bizi haklamak için 88 mm.lere güveniyorlar. | Open Subtitles | لذلك يعتمدون على مدافع الـ 88 مم لإبادتنا |
| Çocuklarıma önem vermediğimi sanıyorsun. Ama veriyorum. Bana güveniyorlar. | Open Subtitles | أتعتقدين أنني لا أهتم بأولادي لكنني أهتم , يعتمدون علي |
| - Harold, birlikte yaşadığın insanlar, sana güveniyorlar. | Open Subtitles | هارولد هؤلاء الناس الذين تعيش معهم إنهم يعتمدون عليك |
| İnsanlar onlara müthiş bir şey vermem için bana güveniyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يعتمدون علي ان امنحهم شيئاً مدهشاً |
| Ama sana güveniyorlar. Bu güzel bir şey. | Open Subtitles | ولكن جدّياً، إنّهم يعتمدون عليك وهذا أمر جميل |
| Ama burada insanlar bize de güveniyorlar. | Open Subtitles | ماذا عن الناس الذين يعملون هناك؟ لكن هناك اناس يعتمدون علينا أيضاً |
| Cumhuriyetteki temsilcilerim sana güveniyorlar General. | Open Subtitles | ممثلينا فى الجمهورية يعتمدون عليك , ايها الجنرال |
| Noel arifesine neredeyse altı gün var. Bize güveniyorlar. | Open Subtitles | عشية الكريسمس بعد 6 أيام إنهم يعتمدون علينا |
| Sonuçta birbirlerine güveniyorlar, ama hala biri diğerine bağımlı. | Open Subtitles | انهم يثقون ببعضهم بشكل كامل لكنهم ما زالوا يعتمدون على بعضهم |
| Ve hepsi doğru zaman gelene dek bu adada sıkı tutunmana güveniyorlar. | Open Subtitles | وجميعهم يعتمدون عليك بأن تتمسك جيداً بهذه الجزيرة. |
| Ancak yine de, geçinmek için toprağa güveniyorlar. | Open Subtitles | لكنّهم مازالوا يعتمدون على الزراعة من أجل العيش |
| İlginç olan da şu: Hiyerarşinin yalpaladığını ve artık heterarşinin (eşit düzen) revaçta olduğunu görebiliyorsunuz. Bu yüzden, insanlar kendileri gibi insanlara hükümetlere ve kurumlara güvendiklerinden daha fazla güveniyorlar. | TED | ومما وجدوه أنّ القوة المعتمدة على المركزية بدأت بالتذبذب لصالح القوة الغير مركزية لذلك بدأ الناس يثقوا ببعضهم البعض أكثر من ثقتهم بالحكومات والمنظمات |
| Yo, güveniyorlar, biz tercih etmiyoruz. | Open Subtitles | كلا، إنهم يثقوا بنا، لكنا أخترنا العكس. |
| Buraya gelen insanlar bize güveniyorlar. | Open Subtitles | الناس يأتون إلى هنا ويثقون بنا |
| Ya Bayan Donovan ve çocuk seni çok sevmiyorlar ya da kardiovasküler sistemine oldukça fazla güveniyorlar. | Open Subtitles | إما آنسة "فيرونيكا" و هذا الفتى لا يحبانك كثيراً أو أن لديهم إيمان غير معقول بأنظمتك الحيوية |
| Gençlerimiz sanatın dönüştürücü elementlerine sığınıyorlar ve ChopArt'ın bunu yapmalarına fırsat verdiği güvenli alana güveniyorlar. | TED | مراهقونا يجدون ملجأً في عناصر الفنون التي قد تغيّر حياتهم، ويعتمدون على المساحة الآمنة التي نوفرها لهم القيام بذلك. |
| -Bu insanlarla konuşabilirim. Bana güveniyorlar. | Open Subtitles | أستطيع أن أتكلّم مع هؤلاء الناس إنهم يثقون بـي |