| Fakat kendine güvenleri yerine geldikçe, araştırma iç güdüleri öne çıkıyor. | Open Subtitles | ولكن، كما ان ثقتهم تزداد رغبتهم الطبيعية للاستكشاف دخلت حيز التنفيذ. |
| Onlar için tek önemli şey güvenleri. | Open Subtitles | لديهم فقط شيء واحد لصالحهم: ثقتهم بأنفسهم |
| Onlar için tek önemli şey güvenleri. | Open Subtitles | لديهم فقط شيء واحد لصالحهم: ثقتهم بأنفسهم |
| Yazarların kendine güvenleri yoktur, hatta yumuşaklardır. | Open Subtitles | الكتاب يكونون قلقين ولا يشعرون بالأمان نوعا ما. |
| Kendilerine güvenleri olmadığı için başkalarının da kendileri gibi kötü hissetmesini istiyorlar. | Open Subtitles | إنهن فقط لا يشعرن بالأمان لذا هن يقُمن بجعل الآخرين يشعرون بأنهم سيئين مثلهم |
| Bana güvenleri var sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّهم وثقوا بي |
| Böyle insanların kendilerine olan güvenleri diğerlerinin şüphelerinden besleniyor. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يكسبون ثقتهم بنفسهم مُستغلّين شكوك الآخرين الذاتية |
| güvenleri korkuları acıları, anlam verememeleri. | Open Subtitles | على ثقتهم ومخاوفهم ألمهم و تشويشهم |
| Kıssadan hisse, bana güvenleri sonsuz. | Open Subtitles | على سبيل المثال، ثقتهم فيّ بلا حدود. |
| Bu aşırı güvenleri çok sinir bozucu. | Open Subtitles | ثقتهم المفرطة بنفسهم أمر مزعج. |
| Kendilerine güvenleri cidden şaşırtıcıydı. | Open Subtitles | -كان هذا مذهلاً من أجل ثقتهم بالنفس |
| Evim, ailem, güvenleri. | Open Subtitles | بيتي , عائلتي , ثقتهم |
| - Kendilerine olan güvenleri kırılır. | Open Subtitles | ذلك سيبدد ثقتهم. |
| Çünkü kendilerine güvenleri yok. | Open Subtitles | لأنهم لا يحسون بالأمان |