| Hasta ile ilgili güzel bir hikaye uydurdun. Hepimiz öyle yapmalıydık. | Open Subtitles | إختلقت قصة جيدة من أجل مريض كل واحد منا فعل ذلك |
| güzel bir hikaye anlattı ama biz ona inanacak mıyız? | Open Subtitles | ,سيقول قصة جيدة لكن هل علينا بأنّ نصدقه ؟ |
| Şimdi dinleyince , gündüz vardiyasına göre güzel bir hikaye. | Open Subtitles | الان, فى دفاع المناوبة النهارية, تلك كانت قصة جيدة |
| Marcellus, bana anlattığın çok güzel bir hikaye ama gerçek değil. | Open Subtitles | مارسيلوس ماخبرتني به قصة جميلة لكن ليست صحيحة |
| Bu kadar güzel bir yer olduğun için, bu kadar güzel bir hikaye olduğun için Malacca Günlükleri'm olduğun için teşekkür ederim Malezya. | Open Subtitles | شكرا لك، لكونها ماليزيا هذا المكان الجميل. قصة جميلة هذا، الذي أصبح بلدي يوميات ملقا. |
| güzel bir hikaye. | Open Subtitles | إنّها قصّة جيّدة. |
| Bundan güzel bir hikaye çıkardı. Adam bir kardeşle evleniyor ama yürümüyor. | Open Subtitles | هذا يصنع قصة رائعة ، أعتقد رجل يتزوج أخت واحدة وهو لا يدري |
| Çok güzel bir hikaye. | Open Subtitles | بارك الرب قلبك الصغير يالها من قصة لطيفة |
| Rahip dün güzel bir hikaye anlattı. Otur da anlatayım. | Open Subtitles | لقد حكى لنا الكاهن حكاية جميلة البارحة ,اجلس , سارويها لك |
| Bu güzel bir hikaye, ama sen bana bir şarkı sözü verdin. | Open Subtitles | قصة جيدة, ولكنك وعدتني أن تغني |
| Fakat içinde bir yerde güzel bir hikaye var. | Open Subtitles | ولكن ثمة قصة جيدة بداخلة في مكان ما |
| Fakat içinde bir yerde güzel bir hikaye var. | Open Subtitles | ولكن ثمة قصة جيدة فيها في مكان ما |
| Sanırım güzel bir hikaye olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ـ ظننت بأنك قلت بأنها قصة جيدة |
| Gerçek şu ki, bu güzel bir hikaye bile değil. | Open Subtitles | الحقيقة إنها ليست هذه قصة جيدة حتى. |
| Bir sonraki kitabın için güzel bir hikaye olabilir. | Open Subtitles | وقد تكون قصة جيدة لكتابك القادم |
| Bir hikaye ile bitirmek istiyorum, güzel bir hikaye, | TED | أود أن أختم بقصة أخرى قصة جميلة |
| Drew Thompson ve altın kalpli fahişe.Tonin'nın tayfası onu öldürmeden önce hücre arkadaşına anlatacağı güzel bir hikaye. | Open Subtitles | درو تومبسون " و "عاهرة بقلب ذهبي إنها قصة جميلة سيخبر بها زملائه |
| Ne güzel bir hikaye. | Open Subtitles | يالها من قصة جميلة |
| Bu çok güzel bir hikaye. çok güzel. çok güzel. | Open Subtitles | تلك قصة جميلة, جميلة, جميلة |
| Ve çok güzel bir hikaye, şöyle ki Toronto Havaalanında uçaktan indi ve kar amacı gütmeyen bir grup tarafından karşılandı ki eminim bu salondaki biri o grubun başındadır. | TED | انها قصة رائعة . حيث انه حينها ما ان هبطوا من الطائرة في مطار تورنتو .. حتى رحبت بهم منظمة غير ربحية .. وأخذت بيدهم الى غرفة إستقبال |
| Şu anda köken mitleri gelenekle yakından ilişkili ve gelenek kelimesi eski, değişmez, neredeyse doğal bir şey anlamına geliyor ve insanlar geleneğin sadece tarih olduğunu, geçmişin güzel bir hikaye olarak sunulması varsayıyorlar. | TED | ترتبط خرافات الأصل ارتباطاً وثيقاً بالتقاليد، وكلمة تقاليد تشير إلى شيءٍ قديم ودائم وفطري تقريباً، ويَفترضُ الناس أن التقاليد هي مجرد تاريخ، ماض ملخص ببساطة في قصة لطيفة. |
| Pek güzel bir hikaye değil. | Open Subtitles | ليست حكاية جميلة |