| Bir dahaki sefere güzel kızın evini ben gözetleyeceğim. | Open Subtitles | المرة القادمة, يجب أن أراقب منزل الفتاة الجميلة |
| Sarı şemsiyesinin altında bekleyen o güzel kızın yanına gidip konuşmaya başladım. | Open Subtitles | مشيت باتجاه الفتاة الجميلة الواقفة تحت المظلة الصفراء وبدأت الحديث |
| O güzel kızın adı neydi? | Open Subtitles | ماذا كان أسم الفتاة الجميلة ؟ |
| Karın ve o iki güzel kızın senin gibi aldatan bir şerefsiz yüzünden acı çekmeyecekler. | Open Subtitles | وزوجتك وهاتين الفتيات الجميلات لن يعانوا علي مخادع وكيس من القرف مثلك |
| 3 galon maden suyuna ihtiyacım var 16 martini zeytini ve yeterince humus bu güzel kızın vücudunu kapatabilmek için. | Open Subtitles | أنا بحاجة لثلاثة جالونات من المياه المعدنية... ...و 16 مارتيني أوليفز... ...وما يكفي من الدبلان لأغطي به هؤلاء الفتيات الجميلات. |
| -Evet, güzel kızın kocası. | Open Subtitles | نعم، زوج تلك الجميلة |
| güzel kızın laneti. | Open Subtitles | لعنة الفتاة الجميلة |
| Çok uzun zaman önce Stella adındaki bu güzel kızın çekip gitmesine müsaade ettim. | Open Subtitles | منذ وقت طويل ، تركت هذه الفتاة الجميلة (ستيلا) ، تبتعد |
| Uzun zaman önce Stella adındaki bu güzel kızın... | Open Subtitles | -منذ وقت طويل -تركت الفتاة الجميلة (ستيلا ) -تركت الفتاة الفظيعة (ستيلا ) |
| İyi tarafından bakarsak bir sürü güzel kızın yüzüne dokunabiliyor. | Open Subtitles | على الجانب الايجابي، انه يحصل للمس الكثير من الفتيات الجميلات... على وجوههم. |
| Mükemmel! Menton'da bu kadar çok güzel kızın olması harika. | Open Subtitles | رائع عدد الفتيات الجميلات في "منتون". |