| Hiçbir şey William'ı mutlu etmedi, hatta güzel karısı ve kızı bile. | Open Subtitles | لا,يبدو انه لا شيء يجعل ويليام سعيدا و لا حتى زوجته الجميلة و ابنته |
| Benim şahitliğim, Ferenc gibi kahramanların efsanesine değil şahitliğim, onun güzel karısı Erzsebet'in yaşam öyküsünedir. | Open Subtitles | وشهادتى ليست أسطورة عن الأبطال "أمثال "فيرينيز بل تحكى عن حياة وموت زوجته الجميلة "ايرجيبيت" |
| Onlarca yıl Haçlı Seferleri'nde savaştıktan sonra evine dönen bir baron, Carmilla'nın güzel karısı Eva'yı büyüleyip tuzağa düşürerek kendisinin aşığı yaptığını görür. | Open Subtitles | بارون كان بعيدا لعدة عقود يقاتل فى الحروب الصليبية وعندما عاد البارون وجد أن رغبات "كاميلا" قد طالت زوجته الجميلة "ايفا" |
| Ve bir de güzel karısı var tabii. Emirleri uygulamayan bir asker. | Open Subtitles | وثم جاءت زوجتك الجميلة التي ضلت طريقها قليلاً. |
| Bu doğru. onun güzel karısı için. | Open Subtitles | هذا صحيح، إنها زوجتك الجميلة |
| Şu an Hope'un köşesinin yanında güzel karısı Maureen'i görüyorum kendisi Hell's Kitchen yetimhanesinden çıkmadır. | Open Subtitles | نري، بالقرب من زاوية (هوب) زوجته الجميلة (مورين) هي أيضًا تربت في ميتم (هيلز كيتشن) |