| Dünyaya kültürümüzün güzelliklerini göstermek istedim, onlara kahramanı vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أرى العالم جمال ثقافتنا أردت أن أعطيهم بطلاً | 
| Söğüt ağacından bir dizi çember oluşturuluyor. Doğal dünyanın oluşma aşamalarını ve hayatın güzelliklerini göstermek için bir zincir oluşturuluyor. | TED | سلسلة من الأطواق تُصنع من خشب الصفصاف ويتم توصيلهم معاً لخلق تشكيلات من العالم الطبيعي، لتظهر مظاهر جمال الحياة المتعددة. | 
| CE: Evet her neyse, devam edip size biraz da gezegenin güzelliklerini göstermeme izin verin. | TED | على أية حال، دعوني أعرض عليكم بعضاً من جمال هذا الكوكب. | 
| Agromonte'nin olağanüstü görünmez kadınları... güzelliklerini ve ateşlerini demir parmaklıklar ardında gizlerler- affedersiniz - sunta kepenklerin ardında. | Open Subtitles | المذهلة , امرأة أغرامونتي الخفية اللاتي اخفين جمالهن وراء الشبابيك عفواً وراء مصاريع النافذة الخجولة | 
| Onları tanımazsa iç güzelliklerini nasıl görebilir ki? | Open Subtitles | كيف يرى جمالهم الداخلي في حين أنه لا يعرفهم حتى؟ | 
| Hayatın tüm güzelliklerini, küçük bir tuzlanmış balığa indirgeyen bir adam. | Open Subtitles | عقليته قد اختزلت كل جمال العالم في سمكة صغيرة مخللة. | 
| Dünyaya kültürümüzün güzelliklerini göstermek istedim, onlara kahramanı vermek istedim. - Çinli bir kahraman. | Open Subtitles | أردت أن أرى العالم جمال ثقافتنا أردت أن أعطيهم بطلاً صينياً | 
| Bir zamanlar hayatın tüm güzelliklerini hayretle seyretmiş şimdiyse her dakika acı ve korku saçmaktan zevk alan kız onun eseri. | Open Subtitles | إنّه السبب الذي من أجله الفتاة التي اندهشت أمام جمال الحياة يوماً، أن تتلذذ اليوم | 
| Bu hayvanların güzelliklerini insanlara gösterebilirsek onları kurtarmak için bir şansımız olacağını ümit ediyorum. | Open Subtitles | أملي هو أنه إذا كان يمكنك نبين للناس جمال هذه الحيوانات، هناك فرصة لإنقاذ هذه الأمور. | 
| Yaşayan canlıların güzelliklerini görmek için kördü ve henüz ölmemişti. | Open Subtitles | وبعد الموت، أعمى إلى جمال جميع الكائنات الحية، | 
| Amerikalı kardeşlerimize İrlanda'nın güzelliklerini gösteriyorduk, memur bey. | Open Subtitles | فقط نظهر لأصدقائنا الأمريكيون جمال أرياف " إيرلندا " | 
| Sanat bize dünyanın güzelliklerini gösterir. | Open Subtitles | تعلم ذلك جيداً. -لكنها تنبهنا عن جمال الأشياء. | 
| - ...birbirlerinin güzelliklerini çiziyorlar. | Open Subtitles | ليرسموا جمال بعضهم البعض ماذا؟ | 
| Hep çocuklara dünyanın güzelliklerini öğretmek istedi. | Open Subtitles | أرادت دوماً أن تعلم الأطفال جمال العالم | 
| Dünyanın güzelliklerini çekmek istedim. | Open Subtitles | أردت تصوير جمال العالم | 
| Görevimiz, günlük hayatın güzelliklerini görüntülemek. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}المطلوب تصوير جمال اليوم الاعتيادي. | 
| Aşkın güzelliklerini gördüm. | Open Subtitles | رأيت جمال الحبّ | 
| Sonra, ormanın güzelliklerini anlamaya başladım. | Open Subtitles | . ثم بدأت في فهم جمال الغابة | 
| Çok güzelmiş. Kızların güzelliklerini kimden aldıkları belli. Alınmayın. | Open Subtitles | جميلة أرى الان من أين أخذ الفتيات جمالهن لا إهانة | 
| Bunlar benim mümessillerim, ilacımın hastalara yazılması için güzelliklerini ve bedava eşantiyonları kullanacaklar. | Open Subtitles | (هؤلاء هنّ حقيبات سفري (سوزيز التي بدورهن سيستخدمن جمالهن و هباتهن ليتأكدّوا بأن دوائنا سوف يوصف كعلاج | 
| Bazıları güzelliklerini öne çıkarır çünkü dünya bunu görsün isterler. | Open Subtitles | بعض الناس يرون جمالهم لأنهم يريدون أن يراه العالم |