| Her sabah gidebileceğin bir yer olduğu için bazen sana gıpta ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً أنا أحسدك في الواقع لديك مكان ما تذهب إليهِ كل صباح |
| Size gıpta ediyorum.Süper yasalar tarafından korunmak güzel olmalı. | Open Subtitles | لماذا لا تأخذين على الأقل المسؤولية على عملكِ ؟ أحسدك . لابد أنه شيء جميل . و هو حمايتك من قبل القانون العام |
| Aslında ona gıpta ediyorum. Takdire değer bir aile ismini sürdürecek bir oğul. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا أحسده عائلة جميلة، وابن يحمل اسمه. |
| İnan bana bazen sen tanımadığın için sana gıpta ediyorum. | Open Subtitles | صدقني عندما اقول، احياناً احسدك على انك لا تعرف عائلتك. |
| Ailesiyle yaşamayan bir adama pek de gıpta edilmez. | Open Subtitles | الرجل لا يعيش مع عائلته إنه لا يحسبنا بالذات محسود |
| Bütün komşular gıpta ile bakacaklar. | Open Subtitles | سوف يحسدونك في الحيّ |
| Hep sizi gıpta ederek büyüdüm. | Open Subtitles | كنت أتخذكِ قدوة أثناء نشأتي |
| Dünyanın gıpta ettiği araştırma kurumlarımıza rağmen Amerikan halkının yarısından fazlası evrim teorisini reddetmektedir. | TED | على الرغم من وجود مؤسسة للبحوث وهذا هو موضع حسد العالم، أكثر من نصف الشعب الأميركي لا يؤمن بالتطور. |
| Şefkat duygusu ve hassasiyeti hep gıpta edilirdi. | Open Subtitles | تعاطفها و حساسيتها كانا شيئين تحسد هي عليه |
| Vücutsuz bir kafa olarak, ölüme gıpta ettim. | Open Subtitles | .. ملاحظة جانبية مهمة كرأس بدون جسد أنا أحسد الموتى |
| Komutam altındaki Budzyn çalışma kamplarında komutanlık yapan herkesin gıpta ile baktığı bir yerdi. | Open Subtitles | بودزين إنه تحت قيادتي كانوا يحسدونه باقي الضباط على نظامه |
| Yüzleştiğin şeye gıpta etmiyorum, ama yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أحسدك على ما تواجهه. لكنني أريد المساعدة. |
| Size gıpta ediyorum, böylesi yakışıklı ve dirayetli bir oğula sahip olduğunuz için yeğenimin aksine, hem kültürel hem askeri konularda yetenekli. | Open Subtitles | أحسدك لامتلاكك مثل هذا الابن الوسيم والفطن موهوب في الثقافة والشؤون العسكرية |
| Seni çok fazla seviyor olmalı. gıpta ettim. | Open Subtitles | يجب عليها أن تحبّك كثيراً أنا أحسدك على هذا |
| Ama durumunda gıpta ettiğim bir şey var. | Open Subtitles | ولكني أحسده على شيء معين. |
| Ona gıpta ediyorum. | Open Subtitles | لا سيدي أنا أحسده .. |
| - Ona gıpta ederdim. | Open Subtitles | - كنت أحسده على ذلك |
| Aileni her görmemde sana gıpta ediyorum. | Open Subtitles | كل مرة ارى فيها اسرتك احسدك |
| - Adamlara gıpta ediyorum. | Open Subtitles | أنا محسود جداً من هذا |
| Biliyorum bunu hep yapıyorlar ama şimdi acımak veya iğrenmek yerine gıpta ediyorlar. | Open Subtitles | لكن الان هم يحسدونك |
| Dünyadaki tüm nanoteknoloji uzmanlarının gıpta ettikleri, aminoasit dizilerinden meydana gelen bu mikro makinalar, kendilerini yöneten,güçlü,hassas, kusursuz araçlardır. | TED | هذه الماكينات المتناهية في الصغر، التي هي موضع حسد من تكنولوجيا النانو في جميع أنحاء العالم، تدار ذاتياً، بإقتدار، بدقة، أجهزة دقيقة مصنوعة من أوتار من أحماض الأمينو. |
| Problem şu ki duvarın yıkılması hakkında bir şey bilmiyor. - gıpta edilecek bir şey. | Open Subtitles | لا تعلم بسقوط الجدار شيءٌ تحسد عليه |
| Senin çocuklarınla ilişkine hep gıpta etmişimdir. | Open Subtitles | كنت دائماً ما أحسد طريقة تعامل أولادك معك |
| Kaçtane erkeğin ona gıpta ettiğini biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعلم كم عدد الرجال الذين يحسدونه في غابة من الخاطبين؟ |
| gıpta edilen, kıskanılan, evli olduğum için hiçbir şey yapamam mantığı. Merhaba. | Open Subtitles | الحسود الغيور منطق المتزوج الذي لا يمكن أن يفعل شيئاً، ألا ترى؟ |
| Aslında onları neredeyse gıpta ediyorum. | Open Subtitles | ,تدرين؟ غالباً ما أحسدهم فهم أحراراً بالخارج هناك |
| Birkaç ayrıcalıklının şahitlik edeceği bu olayı bütün ülke gıpta ile konuşacak. | Open Subtitles | كل الجمهورية سوف تهمس بحسدٍ عمّا شهدته القلة المحظوظة |