| Cumartesi günü Galveston'a gittik, orada kaldık. | Open Subtitles | السبت مساءً سافرنا إلى غالفستون و بقيت هناك |
| Galveston Texas'ta, bizimkiyle aynı yöntemle işlenmiş. | Open Subtitles | في غالفستون تكساس مع نفس الاسلوب الاجرامي |
| Hey,kim yarın Galveston'a gitmek ve bronzlaşmak ister? | Open Subtitles | هي من يرغب بالذهاب الى غالفستون غداً؟ و العمل على التخلص من التوتر |
| Galveston'dan neden bu kadar erken geldik biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف لماذا عدنا من جالفستون ذلك قريبا؟ |
| Mary, Galveston'a gidiyoruz. | Open Subtitles | ماري نحن ذاهبون الى جالفستون. هناك عاصفة كبيرة هناك. |
| Açık bir gecede hatta Galveston'a kadar. | Open Subtitles | في ليلية واضحة، نحن قد نحصل حتى على جالفيستون |
| Şüphesiz ki bana Galveston'da jüriye bir şekilde yalan söylediğinizi... avukatınızın sizi buna teşvik ettiğini anlattınız. | Open Subtitles | على هيئة المحلفين في غالفستون بطريقة ما وأن المحامين شجعوك لذلك |
| Galveston'dan karar geldiği anda davayı kapatamadığımı anlamıştım. | Open Subtitles | كنت أعلم منذ صدور حكم المحكمة في غالفستون أنني لم اكن أريد أن تنهتي هكذا |
| - Garcia, Galveston Texas'ta bizimkine benzeyen bir olay bulmuş. | Open Subtitles | غارسيا وجدت قضية في غالفستون تكساس |
| Kinley Kasırgası beklenmedik bir şekilde Galveston bölgesini vurdu. | Open Subtitles | "ضربالإعصار"كينلي بضربمنطقة"غالفستون"بشكلمفاجئ |
| Artık Galveston, Texas'ta yaşıyordun ve Malvern Bump'la tanıştın. | Open Subtitles | "انت الان تعيش في "غالفستون في تكساس" وتقابل "مالفيرن بمب" للمره الاولى |
| Onlar bir ceset bulamadı ama... en iyi dosya Galveston'daki oldu. | Open Subtitles | غالفستون ،كانت لديهم الاوضاع افضل. |
| Bugün ifadeye çağrılan... memurlardan biri, Galveston Şerif Bürosu'nun dalgıçıydı... | Open Subtitles | استدع اليوم شرطيين للإدلاء بافادتهم... واحدهم كان غواص من مقاطعة غالفستون. |
| Galveston'a gidip kılık değiştirmeli | Open Subtitles | كنت أنوي أن آتي الى غالفستون واختبئ |
| Jessica kız kardeşi ve Galveston onun doğduğu yer. | Open Subtitles | جيسيكا هي الأخت جالفستون ، هذا هو موطنهم |
| Ve Jessica, ayrıca Galveston'un neden bu kadar önemli olduğunu da. | Open Subtitles | وجيسيكا ونعلم لمَ جالفستون مهمة لهذه الدرجة |
| Geçen hafta Galveston ve Houston'ı vuran Alicia kasırgasının temizliklerine devam ediliyor. | Open Subtitles | التنظيف لا يزال مستمرا في جالفستون وهيوستن بسبب الأضرار التي سببها الأعصار اليشيا الأسبوع الماضي |
| Galveston'a döndüğümde, onu bulacağım. | Open Subtitles | سأقلب جالفستون رأسا على عقب سوف أجدها |
| Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. | Open Subtitles | لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون. |
| Galveston'da bir ayakkabı dükkanında karşılaştılar. | Open Subtitles | لقد التقوا في محل لبيع الأحذية في جالفيستون. |
| Bunun anlamı Galveston'un devlet destekli bir terörist eylemi olduğu. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ حادثة (غلفستون) كانت عملا إرهابيًّا ترعاه الدولة |
| Galveston'dan, Teksas'a, Rutland ve Vermont'a toplam 1800 mil gitti. | Open Subtitles | " "كالفيستون" ، "تكساس , إلى "راتلاند" ، "فيرمونت" ، أكثرمن1,800ميلا. |
| 10231 Oliver Crescent Yolu, Galveston, Texas. Evim orası. | Open Subtitles | 10231شارع أوليفر كريست غلافيستين بولاية تكساس |