| Hey çocuklar diğer garsonlar size bir şey sormamı istediler. | Open Subtitles | أهلا يا شباب، النادلات الأخريات يردن مني أن أسألكم شيئا |
| Orada kurallara bağlı bir barmen, kameralar ve öbür garsonlar var. | Open Subtitles | العين في السماءِ، النادلات الأخريات. كَمْ الجحيم عَمِلتْ هي إحصلْ على ذلك إلى شرابِه |
| Birlokantadaki garsonlar gibi dostlar hayatınıza girer ve sonra çıkarlar. | Open Subtitles | أصدقاء يدخلون ويخرجون من حياتك مثل مساعدي النادل في المطعم |
| garsonlar devamlı öğlen yemeğine geldiğini söyledi, fakat bugün henüz gelmemiş. İsmini bilmiyorlar. | Open Subtitles | قال النادل أنّه زائر منتظم ، لكنّه لم يحضر اليوم إنّهم لا يعرفون اسمه |
| garsonlar ana yemekle geldiler. Hindiydi sanırım. | Open Subtitles | جاء النوادل لتقديم الطبق الرئيسي أعتقد أنه كان الديك الرومي |
| Nefis garsonlar ve bir sürü ünlü kişi olacak. | Open Subtitles | و نوادل لذيذون , و سيكون هناك اشخاص مشهورون |
| Üniformalı kadın garsonlar yemeği arabanıza getiriyordu. Ve bu deliler gibi sattı. | Open Subtitles | قائمة طعام مؤلفة من 24، نادلات بزي رسمي يجلبون طعامك إلى سيارتك |
| garsonlar üstlerini misafir kulübelerinde değiştirecek. | Open Subtitles | فريق النادلات يغيرن ملابسهن في كوخ الضيوف، |
| Big Boy'daki garsonlar en azından müşteriye bağırmıyor. | Open Subtitles | النادلات لا يصرخن في وجهك في الولد الكبير |
| - Bulabildiğin en alımlı garsonlar bunlar mı? | Open Subtitles | هل هؤلاء افضل ما امكنك ايجاده من النادلات ؟ نعم. |
| Dert değil çünkü garsonlar bunu yapar ve görünüşe göre bizim de olup olacağımız bu. | Open Subtitles | لا مشكلة ولكن يبدو بأن هذا ما تفعله النادلات وغالبا هذا كل ما سوف نصبحه |
| garsonlar kötü olsalar bile onlara iyi bahşiş verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تبقشش النادلات جيّداً مهما كانت معاملتهنّ. |
| Şimdi ise tabağına eğilirken memelerini menüye yaslayan garsonlar olmadan hamburger yemeye gidemiyoruz. | Open Subtitles | الآن لا نستطيع الخروج لتناول بيرغر دون أنْ تميل إحدى النادلات على طبقه كما لو أنّ ثدييها جزء من قائمة الطعام. |
| garsonlar ne zamandır şifreli telefonlar taşır oldu? | Open Subtitles | منذ متى النادل أصبح يمتّلك هاتفاً مشفر بشكل كبير؟ |
| Buraya gelince normalde ben iki tane içki sipariş ederim, çünkü burası dolup taştığında garsonlar bir Houdini gibi kaybolur. | Open Subtitles | أطلب كأسين في هذه المناسبات لأن النادل يختفي تماماً بعد المقبلات |
| Sanırım garsonlar birbirlerini fazla sevmiyorlar. | Open Subtitles | أظن أن هذا النادل لا يحب النادل الآخر |
| He şey maviydi... garsonlar, kıyafetler, peçeteler, mumlar, ışıklar. | Open Subtitles | كل شيء كان ازرق.. النوادل.. الازياء ، والمناديل، والشموع، وأضواء |
| garsonlar, polis, halk binalardan fırlayıp oraya gittiler kuzen Sebastian'ın olduğu yere... | Open Subtitles | النوادل ،الشرطة ،الناس صاروا يجرون من خارج المبانى إلى أعلى حيث "حيث كان إبن العم " سيباستيان |
| garsonlar kendi aralarında küçük bir bahse girdiler de. | Open Subtitles | الموافقة، النوادل عِنْدَهُمْ a ذِهاب بركةِ صَغيرِ. |
| Bu arada, minyatür garsonlar gibi görünen oğlanlar saçları briyantinle şekil verilmiş bir halde pantolonlarını temiz tutabilmek için dikkatli bir şekilde yürüyorlardı. | Open Subtitles | في هذه الأثناء الفتيان, يبدون مثل نوادل مصغرين ... . شعورهم لزجة بمثبت الشعر... |
| Sadece çirkin garsonlar... Ben hallederim. | Open Subtitles | ...وظف نوادل قبيحين فقط سأبدأ مباشرة بفعل ذلك |
| Sence ben zenginken garsonlar bana bunu yapmışlar mıdır? | Open Subtitles | هل تعتقد ان نادلات فعلت هذا بي عندما كان عندي المال؟ |
| Bu parti için hazırlanmam gerek ve garsonlar hazırlık yapmak için her an buraya gelebilir. | Open Subtitles | عليّ الإستعداد للحفلة متعهدوا الحفلات سيأتون هنا في أي دقيقة للتجهيز |