| O, en yüksek rütbede ve Başkan Obama'nın yanı sıra, Savunma Bakanı Gates'in baş danışmanı. | TED | إنه الضابط العسكري الأعلى رتبة. والمستشار العسكري الأول للرئيس أوباما ووزير الدفاع جيتس. |
| Ama Charlie Bailey Gates'in kafasında başka şeyler vardı. | Open Subtitles | لكن تشارلى بيلى جيتس كان يخطر فى باله أفكار أخرى. |
| Danielle'in ifadesini Gates'in yönetmesini gerçekten istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ لا ترغبين حقًا أن يتولى جيتس قيادة جلسة الاستجواب لدانييل ؟ |
| - Nasıl olacak? - Gates'in hiper zamanda adamı olacak. | Open Subtitles | كيف سيعمل هذا مره اخرى جايتس سيحصل حراس الهيبر تايم |
| Gates'in FBI'dan aleti koparmaya çalışacağını bilemezdim. | Open Subtitles | لم اكن اعلم ان جايتس سوف يخفى كل شىء عن المسؤلين |
| Melinda Gates'in son TED konuşmasını şiddetle öneriyorum. | TED | وأوصى بشدة بمحادثة ميليندا غيتس الأخيرة في TED. |
| Sadece Warren Buffett ve Bill Gates'in olardan çok paraları var ve George Soros'u 10 defa üst üste alabilirler. | Open Subtitles | تم تجاوزها فقط من قبل وارن بافيت وبيل جيتس, وبإستطاعتهم بيع وشراء جورج سورس حوالي 10 مرات. |
| Bill Gates'in üç memeli bir resmini görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت صورة ل"بيل جيتس" مع ثلاثة بنات على النت |
| Ted. Philadelphia polisi Gates'in arabasını buldu. | Open Subtitles | تاد , شرطة فيلدالفيا وجدوا سيارة جيتس |
| Birlikte içki içtiğin bu adamın Gates'in katili olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | وأنت تقول ان هذا الرجل المصاحبك للشراب هو الشخص الذى قتل " جيتس " ؟ |
| İşe gittim ve Gates'in öldüğünü öğrendim. | Open Subtitles | ثم ذهبت للعمل و وجدت ان "جيتس" قد قُتِل. |
| Gates'in yolunuza çıkmasını istemiyorum. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | لا أريد أن يقف جيتس بطريقكم |
| Şimdi Gates'in sana söylediği her şeyin üzerinden geçeceğiz. | Open Subtitles | والآن ، أنا وأنتَ سنتحدّث عن كلّ شيء قاله لك (جيتس) سابقاً |
| Gates'in içinde neler olup bitiyorsa haberi vardır. | Open Subtitles | و هي تعلم كل ما يجري " داخل " ذا جيتس |
| Eminim, Gates'in yemeklerinden gına gelmiştir bu yüzden akşam yemeğini dışarıda yiyelim. | Open Subtitles | انا متأكد بأنك تعبئة من المواد الغذائية في (جيتس) |
| Gates'in eşkâline uyan biri bir araba kiralamış. | Open Subtitles | تركيب الرجل جايتس إستأجر الوصف السيارة. |
| Gates'in şirketinin buraya yakın bir şubesi var. | Open Subtitles | شركة جايتس تمتلك a تكرار نبات قريبا من هنا. |
| Şerife, Gates'in ölümü hakkında resmi açıklama yapacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرت مدير الشرطة... نحن نهبط ونعطي تصريحا رسميا حول موت جايتس. |
| Müteahhitlerinin Gates'in dışında yolda giderken kaza yaptığını mı? | Open Subtitles | بأن مقاولهم إصطدم وهو بطريقه للخروج من "ذي جايتس"؟ |
| Ayrıca Bill Gates'in birçok köprüsünün olduğunu da söyletebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول لها أن " بيل غيتس " يُدعى بـ"بيل غيتس ", لأنه يملك الكثير من الأبواب. |
| Tamam ama çoktan kapanmış bir davayı araştırdığımızı Yüzbaşı Gates'in öğrenmeyeceğine söz vermen gerek. | Open Subtitles | حسناً " لكن عليك أن تعد أن الكابتن " غيتس لا تعلم أننا نتعمق |