| Beni ellerine geçirince, adadaki herkesi öldürmek üzere emir aldılar. | Open Subtitles | أوامرهم تقضي بقتل كلّ من بالجزيرة متى ما أمسكوا بي |
| Bütün hayatınızı kitap okuyarak geçirince, etrafta yaşanan her şeyi-- | Open Subtitles | عندما تقضي كل حياتك تقرأ تبدأ برؤية كل شيء كـ |
| Sahada bu kadar vakit geçirince dersleri idare etmenin zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه كان صعبا عليك أن تتابع الدراسة كما يجب عليك أن تقضي وقتا في الملعب |
| Son beş seneni bir adamı severek geçirince neden sevgine karşılık vermediğini merak ediyorsun ve bazı şeylere karşı birazcık müstehzi oluyorsun. | Open Subtitles | عندما تقضي 5 سنوات تحب رجل و تتسأل لما لا يبادلك الحب تصبح متشائم في بعض الأمور |
| Günlerini balık temizlemekle geçirince deniz hayatı hakkında birkaç şey öğreniyorsun. | Open Subtitles | .. عندما تقضين أيامكِ في تنظيف الأسماك فقد تتعلمين بضعة أشياء عن الحياة البحرية |
| Liana Telfer, Toledo'dakini ele geçirince benimkini geri aldım. | Open Subtitles | استعدت كتابى مرة اخرى عندما نالت ليانا تيلفر نسخة من الكتاب فى توليدو |
| Burada yeterince zaman geçirince tüm hikayeleri duyuyorsun. | Open Subtitles | عندما تقضي وقت كافي هنا , سوف تسمع جميع القصص |
| Bir yerde yeteri kadar zaman geçirince hiç aklınıza bile gelmeyen soruların cevaplarını biliyorsunuz. | Open Subtitles | إنّك تقضي مايكفي من الوقت في مكان واحد، و تعرف جميع الاجابات لأسئلةٌ لن تسألها ابداً |
| Onlarla yeterince zaman geçirince büyük ve nazik farelere benzediklerini görüyorsun. | Open Subtitles | ما أن تقضي بعض الوقت معها سترى بأنها كفئران كبيره و لطيفه |
| Elbette onlarla yeterince zaman geçirince, bir yapı hissetmeye başlıyorsunuz, bu rastgele olan bir şey değil, | Open Subtitles | بالطبع , عندما تقضي وقتاً كافياً معهم, تبدأ تشعُر بهم أو كأنّهم نسيج, و ليسَ نسيج عشوائي, |
| Tüm zamanını Minnesota'nın kışları kadar beyaz bir okulda geçirince doğup büyüdüğün ortamı anlayan insanlarla bir arada olmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | عندما تقضي معظم وقتك بمدرسة بيضاء بمثل بياض ثلج مينسوتا من الجميل أن تشعر أنك جزء من شئ ما |
| O kadar zamanı yalnız, çizerek geçirince kolay kolay bulamıyorsunuz birilerini. | Open Subtitles | كما تعلم، أن تقضي كلّ وقتك وحيدًا ترسم، ليستْ الطّريقة المُثلى كي تجدَ شخصًا. |
| Bütün gününü arabanda geçirince, insanlarla tanışmaya imkan yok. | Open Subtitles | إنه من المستحيل أن تقابل الناس لأنك تقضي اليوم بأكمله في السيارة. |
| Tüm hayatını kaçarak geçirince saklanacak her yeri öğreniyorsun. | Open Subtitles | حينما تقضي حياتك هاربًا، تعلم كافّة الأماكن للاختباء. |
| Hey, dostum, bir asırdan fazlasını intiharı düşünürek geçirince böyle şeyleri okumayı öğreniyorsun. | Open Subtitles | يا رجل , عندما تقضي أكثر من قرن تفكر في الانتحار تتعلم أنت تقرأ هذه الأشياء |
| - Yani demek istediğim tek başına çok fazla vakit geçirince böyle şeyleri düşünmeye başlıyorsun. | Open Subtitles | اعني, هذه هي الأفكار التي تراودك .عندما تقضي وقتًا كثيرًا لوحدك |
| Sanırım çocukluğunuzu poker odalarında geçirince dolandırıcılık bisiklet kullanmak kadar doğal hale geliyor. | Open Subtitles | اعتقد انه عندما تقضي طفولتك خلف كواليس العاب البوكر, السرقه تصبح سهله مثل قياده الدراجه |
| Biriyle o kadar çok vakit geçirince, bayağı yakınlaşıyorsun. | Open Subtitles | تتقرب كثيراَ من شخص تقضي أغلب وقتك معه |
| Orada bir kere olsun vakit geçirince anlayacaksınız. | Open Subtitles | سترين بنفسكِ، حالما تقضين وقتاً بها |
| Gibbs'le yeterince vakit geçirince öğreneceksin. İnan bana. | Open Subtitles | عندما تقضين وقتا طويلا مع (غيبز) فستتعلمين، صدقيني |
| Liana Telfer, Toledo'dakini ele geçirince benimkini geri aldım. | Open Subtitles | استعدت كتابى مرة اخرى عندما نالت ليانا تيلفر نسخة من الكتاب فى توليدو |