| Kadının oğlu arabayı sürdüğü için polis kontrol noktalarından da geçmiştir. | Open Subtitles | وبما أن الصبي يقود ربما تخطى نقاط التقتيش على الطريق |
| Yani, gişelerden falan geçmiştir, kırmızı ışıkta geçmiştir. | Open Subtitles | أقصد أنه في مكان ما تخطى الباب الدوار |
| Görgü tanığı psikolojik muayeneden geçmiştir. | Open Subtitles | الشاهد تخطى التقييم النفسي |
| Senin için geçmiştir. | Open Subtitles | بنسبة لك , هو ماضي |
| Ve hep benim sözüm geçmiştir. | Open Subtitles | وهو متعارف عليه منذو عهدي |
| Bilirsin geçmiş geçmiştir. Bu yüzden ona geçmiş deriz. | Open Subtitles | أنت تعلم، الماضي هو الماضي لهذا يلقبونه هكذا |
| Diğer bir istasyonun çok yakınından geçmiştir. | Open Subtitles | ستكون مرت قريبا من محطة أخرى |
| - Eminim bisiklet kırmızıda geçmiştir. | Open Subtitles | -أراهن أن راكب الدراجة تخطى الإشارة ، |
| Geçmiş geçmiştir. | Open Subtitles | ما هو في الماضي هو ماضي |
| Ancak geçmiş geçmiştir. | Open Subtitles | ما هو في الماضي هو ماضي |
| Ve hep benim sözüm geçmiştir. | Open Subtitles | وهو متعارف عليه منذو عهدي |
| Demek istediğim geçmiş geçmiştir ama yarınsa yarındır. | Open Subtitles | نقطتي هي , الماضي هو الماضي لكن الغد هو الغد. |
| Geçmiş geçmiştir. Biz geleceğe bakıyoruz. | Open Subtitles | الماضي هو الماضي نحن نتطلع إلى المستقبل |
| Diğer bir istasyonun çok yakınından geçmiştir. | Open Subtitles | ستكون مرت قريبا من محطة أخرى |