| Geass'la bana yaşa emrini vererek prensiplerimi tamamen yok ettin. | Open Subtitles | الجياس التي وضعتها علي تأمرني بالعيش هذا ضذ ارادتي |
| Ne tür bir Geass kullanacaktı hiç bilemeyiz. | Open Subtitles | لا نعلم أي نوع من الجياس سيستخدمها علينا |
| Geass'ım onun üstünde işlememekle kalmıyor bir Geass etkisini iptal ediyor. | Open Subtitles | إذا ليس فقط لا تعمل الجياس عليه بل ويمكنه إلغائها |
| Onu Geass ile etkileyip, her gün o duvara bir resim kazımasını söyledim. | Open Subtitles | لقد أعطيتها أمراً من جيس لتنقش رمز على الحائط كل يوم |
| Geass'ı kullanabilmek için, karşındakinin gözlerinin içine bakmalısın. | Open Subtitles | في إستعمال جيس , واحد فقط يجب أن ينظر مباشرةً إلى العين |
| Beni silahla, kılıçla ya da Geass ile öldüremezsin... | Open Subtitles | حيث البنادق والسيوف ، حتى جييس لا تستطيع قتلي. |
| Sana Geass vererek tüm kaderini değiştirdim. | Open Subtitles | بسبب اعطائي لك الجيس الذي غير حياتك بشكل كامل |
| Kara Şovalyeler'le birlikte sürpriz bir saldırı düzenleyip Geass'ın kaynağını yok edeceğiz. | Open Subtitles | سننظم هجوم مفاجئ مع قوات الفرسان السود وندمر منبع الجياس |
| Tarikat'ta şu an birçok Geass kullanıcısı var. | Open Subtitles | لازال هناك اشخاص يستخدمون الجياس في المنظمة |
| Silahlı bir örgüt değil, sadece bir Geass araştı-- | Open Subtitles | إنها ليست بمنظمة عسكرية إنها فقط مركز للبحوث على الجياس |
| Geass'ın bana etki etmeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | بالرغم من أنك تعلم أن الجياس لا تعمل علي |
| Geass'ını kullandığı zaman anında ölebilecek hatalı bir ürünsün! | Open Subtitles | وهي بأن قلبك يتوقف عندما تستخدم الجياس أنت فقط منتج فيه عيب ويمكنه أن يموت في أي لحظة |
| Benle aynı tipte Geass'a sahip, ikimiz de karşımızdakinin gözlerinme doğrudan bakmalıyız. | Open Subtitles | الجياس الخاصة به هي من نفس النوع الذي لدي,والتي لا يمكن أن تعمل الأ أن نظرت إلى العين |
| Ona baktığım an, Geass'ı, hafızayı değiştirebilen Geass'ı gelecek. | Open Subtitles | في اللحظة التي أحدق بنظري أليه فستعمل الجياس الخاصة به الجياس التي تتلاعب بالذكريات ستصيبني مباشرةً |
| Geass'ın sonunda, kendi Geass'ını başkasına veren kişinin yerini o başkası alır. | Open Subtitles | في النهاية على مستخدموا الجياس أن يخلفوا مكان الشخص الذي وهبهم قوة الجياس |
| Geass'ın etkisi altında olanlar, geçici olarak hafıza kaybı yaşıyorlar. | Open Subtitles | بعد أن يختارهم جيس , أو عندما يكون مفعول جيس مستمراً , ستتضرر أدمغتهم |
| Birtanya, tek bir Geass ile savaşılamayacak kadar büyük ve güçlü bir düşman. | Open Subtitles | بريطانيا كبيرة جداً و قوية لكي يحاربها واحد فقط يمتلك قوة جيس |
| Onu Geass ile etkileyip, her gün o duvara bir resim kazımasını söyledim. | Open Subtitles | لقد أعطيتها أمراً من جيس لتنقش رمز على الحائط كل يوم |
| Ama sana minnettarım bana bu Geass'ı verdiğin için. | Open Subtitles | أوه ، انا شاكره جدا لك. لاعطائي جييس. |
| Etkisi altında olduğum Geass kaçmamı söylüyor. 1. | Open Subtitles | انا تحت تاثير جييس ، "عش" عقلي يصرخ ليقول لي ان اهرب. |
| Diethard, sen Geass etkisini hakeden birisi değilsin. | Open Subtitles | ديثارد , أنت لا تستحق أن استخدم عليك الجيس |
| Geass'ına hala güvenebilir. | Open Subtitles | القدرة على إعطاء الاوامر . القوة التي تفرض الطاعة المطلقة مازال بإمكانة الاعتماد على جياس |
| Geass'ına hala güvenebilir. | Open Subtitles | القوة التي تفرض الطاعة المطلقة القدرة على إعطاء الاوامر . القوة التي تفرض الطاعة المطلقة |