| Ama artık, mirasımızı kutlayan bir üniversitenin gençliğimizin geleceği için elzem olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن، فهمت ان جامعةٍ يمكنها ان تحمل ارثنا أمر ضروري لمستقبل شبابنا |
| İşte bu küçük hikayenin hem kırsal bölgeler hem devlet eğitim sistemi ve hem de tasarımın geleceği için doğru yönde atılmış bir adım sayılacağını umuyoruz. | TED | و مع أن هذه قصة جدا صغيرة, نآمل أن تمثل خطوة في المسار الصحيح لمستقبل المجتمعات الريفية و لمستقبل التعليم الحكومي و نآمل لمستقبل التصميم أيضا. |
| Bana güvenmeyi öğrenmelisiniz. Çünkü yaptığım her çalışma, bu şirketin geleceği için. | Open Subtitles | صدقوني عندما أقول ما أقوم به هو من أجل مستقبل هذه الشركة، |
| Son olarak, umarım bu mikroskobik evrenin güzelliği ve amacı kanser araştırmalarının geleceği için yeni ve yaratıcı yaklaşımlara ilham kaynağı olabilir. | TED | وفي النهاية، أملي هو أن يستطيع جمال وهدف هذا العالم الميكروبي إلهام مناهج جديدة وإبداعية من أجل مستقبل البحث في مجال السرطان. |
| Çocukların geleceği için bir an önce karar vermelisiniz. | Open Subtitles | لأجل مستقبل الأبناء يجب أن تقرروا بأسرع ما يمكن |
| Çalışmamızın her iki türün geleceği için kilit rol üstlendiğini anladı. | Open Subtitles | رأت عملنا كمفتاح لمستقبلنا بالنسبة للصنفين. |
| Üç yıl önce merkezi olmayan bir ağ inşa etmeye başladım çünkü internetimizin geleceği için endişeleniyordum. | TED | بدأت منذ ثلاثة أعوام، بالعمل على بناء شبكةٍ عنكبوتيةٍ قائمة على مفهوم اللامركزية ﻷنني كنت قلقاً على مستقبل الإنترنت. |
| Mükemmel şehrimizin geleceği için... | Open Subtitles | ورؤيتي للمستقبل مستقبل مليء بالحركة التقدمية |
| Çocuklarınızın geleceği için yenilenebilir kaynaklar yaratın. | Open Subtitles | اخلق مصدر قابل للتجديد من اجل مستقبل أطفالك |
| Bence, bu cihaz, bu teknolojinin geleceği için çok önemli. Çünkü, hayvan anatomisi hakkında çok az şey biliniyor. | TED | واعتقد ان هذا تطبيق رائع لمستقبل هذه التكنولوجيا لاننا نعرف القليل فحسب عن تشريح الحيوان |
| Ülkesinin geleceği için iş dünyasının kritik olduğunu söyledi. | TED | والاقتصاد بحسب قولها هو امر بالغ الاهمية لمستقبل وطنها |
| Şehirlerimizin ve şehir hayatının geleceği için arılara ihtiyacımız var. | TED | نحن نحتاج النحل لمستقبل مدننا وحياتنا الحضرية. |
| Yoksulluğa son vermekten kapsayıcı şehirlere, sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarına, bütün olarak dünyamızın geleceği için kapsamlı bir plan. | TED | سبعة عشر هدفًا يتراوحون من إنهاء الفقر إلى مدنٍ شاملة لكل شيء ومصايد أسماك مستدامة؛ خطة شاملة لمستقبل العالم. |
| Bu, ticari havacılığın geleceği için olağanüstü bir adımdı. | TED | وكان هذا أمرا رائعا لمستقبل الطيران التجاري |
| İstemesek bile, insanlığın geleceği için kurban vermek gerekecek. | Open Subtitles | من المؤسف آجل لكن كما تعرف التضحية ضرورية من أجل مستقبل الجنس البشرى |
| İstemesek bile, insanlığın geleceği için kurban vermek gerekecek. | Open Subtitles | من المؤسف آجل لكن كما تعرف التضحية ضرورية من أجل مستقبل الجنس البشرى |
| Bunu şehrimizin çocuklarımızın hepimizin geleceği için istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نريد هذا من أجل مستقبل المدينة، أطفالنا، الجميع. |
| Halkımın geleceği için cesur kararlar almak gerekir. | Open Subtitles | يجب أن نتخذ قرارات جريئة من أجل مستقبل شعبنا. |
| Tanrı'nın ulusunun geleceği için bir köylünün hayatı. | Open Subtitles | حياة ريفى واحد لأجل مستقبل شعب الله. |
| Bu eyaletin geleceği için mücadelede bulunacağım. | Open Subtitles | وسأقاتل لأجل مستقبل هذا الولاية |
| İkimizin geleceği için de riskli. | Open Subtitles | خطرة جدا لمستقبلنا معا. |
| Bilimin geleceği için üzülüyorum. | Open Subtitles | إنّي أنتحب حزنا على مستقبل العِلم |
| Ağaçlar hem bu kıtanın hem de tüm gezegenin... geleceği için hayati. | Open Subtitles | الأشجار أساسيّة للمستقبل بالنسبة للقارّة و بالطّبع إلى بقية الكوكب. |
| Çocuklarımızın geleceği için Sizin için değerli vatandaşlarım | Open Subtitles | من اجل مستقبل اولادنا وليس لنظرة رجال الدولة |
| Takımımın geleceği için heyecanlanamayacak mıyım? | Open Subtitles | الا يمكنني ان اتحمس حول مستقبل فريقي؟ |