| Evlat Gelecek yaz Florida, Orlando'da bir dümen çevirebilir misin? | Open Subtitles | ياولد، في الصيف القادم هل بإمكانك الاحتيال في أورلندو، فلوريدا؟ |
| Gelecek yaz sonuna kadar kuzeydoğudaki en büyük dağıtıcı olacağız. | Open Subtitles | بنهاية الصيف القادم سنكون أكبر موزعين في منطقة الشمال الشرقي. |
| Geçen yaz burada, Detroit'de bir tane yapıldı, ve Gelecek yaz Henry Ford'da bir tane daha yapılacak. | TED | الذي تم عقده مؤخراً في ديترويت .. في الصيف الماضي وسوف يعقد الصيف القادم في هنري فورد |
| Belki Gelecek yaz kütüphaneden dışarı adımınızı atmazsınız. | TED | رُبّما في الصيف المقبل ستقَضي وقتك في المكتبة |
| Gelecek yaz buraya gelmek istediğimi aileme söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ أبويّ أني أُريد القدوم إلى هنا الصيف المقبل |
| Seneye, Gelecek yaz, ev sahipliği yapmayı umduğum şey; tarihteki en büyük ve en iyi aile toplantısı. | TED | السنة القادمة ، الصيف القادم سأقوم بإقامة ما آمل أن يكون أكبر و أفضل اجتماع عائلي في التاريخ |
| Gelecek yaz, yüzlerce aile yollara düşecek ve onlar için hazırladığımız mahsullere güveniyor olacaklar. | Open Subtitles | وفي الصيف القادم سترى مئات العوائل في الطريق الينا انهم يعتمدون علينا كي نهيئ لهم المحصول |
| Kötü olan; 4000 frankı olursa Gelecek yaz başarılı olur. | Open Subtitles | الأمر السيء في حال حصل على 4000 فرانك قد ينجح مشروعه في الصيف القادم |
| Gelecek yaz yine görüşeceğiz. Söz veriyorum. | Open Subtitles | سوف أراكم يا شباب الصيف القادم أنا أعدكم |
| Gelecek yaz, insanlar her yerde... durup, bakacaklar. | Open Subtitles | رجل واحد سيدفع الثمن الصيف القادم الناس في كل مكان سيتوقف ويحدق |
| Gelecek yaz fil vurmaya gitmek isteyecekler. | Open Subtitles | الصيف القادم سوف يذهبون لإطلاق النار بعض الأفيال |
| Ama Gelecek yaz buraya geleceğimiz anlamına gelecekse, önemli değil. | Open Subtitles | إذا كان يعني بأنّنا سنستطيع الرجوع هنا الصيف القادم |
| Senin için sorun olmazsa, Gelecek yaz Camp Rock'a geri dönmek isterim. | Open Subtitles | أنا أودُ أن أرجع لمخيم الروك الصيف القادم |
| Gelecek yaz çocukları Sardinya'ya götürmek istiyorum. | Open Subtitles | ولكن الصيف القادم سنأخذ الأولاد ونذهب إلى جزيرة سردينيا |
| Gelecek yaz... o yere gelmeyecek. | Open Subtitles | .من المحتمل أن لا يأتي إلى ذلك المكان الصيف القادم |
| Eğer istersen, Gelecek yaz yapacak bir şeyin olmazsa çalışmak için buraya dönmek istersen seni bekleyen bir müdürlük pozisyonu olacak. | Open Subtitles | و , اذا لم يكن لديك شيء , في الصيف القادم تعالي إلى هنا للعمل هناك منصب مدير ينتظرك |
| Kimseye zararı yok. Ayrıca Gelecek yaz beni aldatmasına fırsat vermeden kocama boşanma davası açabileceğim. | Open Subtitles | لن يتأذى احد،ويمكننى تحمل تكلفة الطلاق من زوجى قبل أن يخوننى الصيف القادم |
| Ben ve Willy Gelecek yaz burada olamayabiliriz. | Open Subtitles | ربما ويلي، وأنا لا هذا الحدث ليكون العالم الصيف المقبل. |
| Yeteneklisin, evlat. Gelecek yaz görüşürüz. | Open Subtitles | تهانينا ، لديك موهبة سنراك في الصيف المقبل. |
| "Gelecek yaz konuşsak olur mu?" demem gerekirken... | Open Subtitles | ..ما كان عليّ قوله هو " هل يُمكننا مناقشة ذلك الصيف المقبل ؟ " |
| Gelecek yaz görüşürüz. | Open Subtitles | أراكِ الصيف المقبل |