| Herşey o Büyük Patlama ile başladı. O zaman, soru şu: Nasıl oldu? Nasıl gelişti? Evren biçimini nasıl aldı? | TED | كل هذا بدأ من الإنفجار الكبير، و لذلك السؤال هو: كيف حصل ذلك؟ كيف تطور ذلك؟ و كيف تشكل الكون؟ |
| Makineler son iki yüzyıl içinde bizden çok daha fazla gelişti. | Open Subtitles | وقد تطورت أجهزة أخرى بلا نهاية في الماضي من 200 سنة. |
| Goa'uld teknolojisini kavrayışımız gelişti. Tamir edebiliriz. | Open Subtitles | فهمنا عن تقنية الجواؤلد تحسن ربما نكون قادرين على إصلاحها |
| Los Angeles'taydık, her şey hızlı gelişti... | Open Subtitles | لقد كنا في لوس أنجلوس و شيء قاد إلى شيء آخر |
| Neyse ki gazetecilik o zamandan beri gelişti. | TED | والشكر لله أن الصحافة تحسنت منذ ذلك الوقت. |
| Petrokimyasal çağı gelişti ve gelişti bu kimyasalların tehlikeli olabileceğine dair işaretler ortaya çıktı. | Open Subtitles | كما أن عصر البتروكيماويات نما ونما علامات التحذير التي أظهرت بعض هذه المواد الكيميائية |
| Modern insanoğlu ihtiyaçlarını doğrultusunda ilkim değişiklikleri yapabilecek kadar gelişti. | Open Subtitles | البشرية المعاصرة تقدمت كثيراً بحيث يمكن أن تؤكد بأن الرجل يمكنه أن يؤثر على المناخ ويغيره |
| Protesto çok çabuk gelişti. Sokak insanlarla doluydu. | Open Subtitles | لقد تطوّر الإحتجاج بشكلِ سريعٍ للغاية لذا، كان هناك الكثير من النّاس في الشّارع |
| Dinozor evrimi, düzenli ve yavaş gelişti; nasıl ölçerseniz ölçün, katlarca daha yavaştı. | TED | تطور الديناصورات تم بشكل هاديء, أبطأ بمراحل عدة بأي طريقة تريد القياس بها. |
| Geçtiğimiz 200 yıl içerisinde, işitme kaybı ve tedavisi oldukça gelişti. | TED | الآن فقدان السمع وعلاج فقدان السمع قد تطور حقا في ال 200 سنة الماضية. |
| Ama bunun imitasyon hayat sanatı olduğunu biliyoruz ve bu doğaya dönüşüyor, bir sonraki hayvan, üç milyon yıl öncen gelişti. | TED | لكننا نعرف أن الفن محاكاة للحياة, وقد تبين أنه حيوان من الطبيعة، قبل ثلاثة ملايين سنة، تطور الحيوان التالي |
| Bizim ülkemiz bu şekilde gelişti,doğudan batıya. | Open Subtitles | هكذا تطورت بلادنا من الساحل الشرقي إلى الساحل الغربي |
| - Ne? Büyük ihtimalle liseye kadar güzel değildi. Bu yüzden de kişiliği gelişti. | Open Subtitles | ربما لم تكن جميلة حتى المدرسة الثانوية ثم تطورت شخصيتها للضرورة |
| Bilmiyorum, bence gelişti. Ben olsam gene onunla devam ederdim. | Open Subtitles | لا أعلم, أعتقد بأنه تحسن, لازلت أرغب بالمحاولة معه |
| Tavırlar. Rol yeteneğin zamanla gelişti tabii. | Open Subtitles | فهمت، حان الوقت الذى تحسن فيه تمثيلك. |
| Her şey arka arkaya gelişti, yemeği beraber yiyelim diye üsteledi ve buradayız. | Open Subtitles | وشيء قاد الى شيء اخر ولقد ألح لكي يتناول الغداء معي لذا ها نحن هنا |
| Israr etti ve olaylar böylece gelişti. | Open Subtitles | لقد ضايقتي وشيء واحد قاد للآخر |
| Yanlış kişileri çekebilir. Trenler çok gelişti. | Open Subtitles | ربما سيجذب النوعيات الخاطئة القِطارات تحسنت جداً |
| Nihayet açı k havayı keşfettiğim zaman müthiş bir şekilde gelişti. | Open Subtitles | تحسنت إلى حد كبير عندما إكتشفت أخيرا الهواء الطلق |
| Mercan üzerinde mercan gelişti ve kireçtaşı veya kalsiyum karbonattan oluşan deniz altı dağları oluştu. | Open Subtitles | المرجان نما على قمة الشعب مكونا جبال تحت البحر من حجر الكلس أو كاربونات الكالسيوم |
| Kundaklama incelemesi metotları son 10 yılda gelişti. | Open Subtitles | هناك اساليب في التحقيق لأضرام النار المتعمد وقد تقدمت خلال السنوات العشر الاخيرة |
| Son dönemlerde gelişti. | Open Subtitles | إنّه تطوّر حديث |
| O zamandan bu yana bu okul ve öğrencileri gelişti. | Open Subtitles | و منذ ذلك الحين هذه الكلية وطلابها زادوا زهاءاً |
| Sadece yalnız tusk dişli memeli hayatta kaldı ve gelişti ama kısa zamanda koşabilen timsahlar yerlerini aldı. | TED | عاشت وازدهرت الثدييات وحيدة الأنياب، ولكن سرعان ما اُستبدلت بالتماسيح الراكضة. |
| Ben araştırıyordum. Kendi kendine gelişti. | Open Subtitles | أنا لم أكن أبحث عن هذا لقد حدث فقط |