| Önce benim şovumu izlemeye gelirdi, ve sonra da Patty'yi otoparka götürürdü. | Open Subtitles | كان يأتي ليراني أرقص, و بعد أن يتحمس يذهب لباتي لإنهاء الصفقة |
| O hep buraya gelirdi. Cesetleri görmeye. Gözlerinin içine bakar, bazen onlarla konuşurdu. | Open Subtitles | اعتاد ان يأتي الى هنا ويخلع ملابس الجثث وينظر اليهم ويفعل اشياء اخري |
| Kasaptan ya da hediyelerden gelirdi. | TED | كان يمكن أن يأتي الخيط من الجزار، كان يمكن أن يأتي من الهدايا. |
| Hastanede çalıştığım sırada eroin bağımlısı keşler bir çocukla gelirdi. | Open Subtitles | عندما كنت أعمل بالمستشفى هؤلاء الرجال، مدمنين للهروين يأتون بطفل |
| Buraya hep dizüstü bilgisayarı ile gelirdi, ama onu hiç kullanmazdı. | Open Subtitles | كان دائما يأتى بلاب توب و لكنه لم يستعمله أبدًا هنا |
| Her iki ayda bir ziyaretime gelirdi, ve bende, erkek olan benim, "ben erkeğim ve karşılık vermeliyim" dedim. | TED | كانت تأتي مرة كل شهرين لتزورني، ولكني بعدها قلت أنا الرجل، أنا الرجل، ولا بد أن أرد الزيارات. |
| Yalnız yaşıyordu, kemoterapiye yalnız gelirdi, tedavisini olup eve yalnız yürürdü. | TED | يعيش بمفرده يأتي إلى العلاج الكيماوي بمفرده يتلقى علاجه ويعود إلى منزله وحيداً |
| Yer altında bir hücrede tutuldum, her gün 23 saat 45 dakika tamamen karanlıktı ve sonra korumalar gelirdi, normalde iki kişiydi. | TED | لقد أبقوني في قبو تحت الأرض، في ظلام دامس، لمدة 23 ساعة و 45 دقيقة كل يوم، ثم بعدها يأتي الحراس، عادة اثنان. |
| Ağabeyim kahvaltıya gelirdi, arabasının sesini duyunca çok sevinirdik. | TED | كان أخي يأتي للفطور وكنا نسعد جدا بسماع صوت سيارته قادمةً من على الطريق. |
| Mutfağımda çalışan tek alet konserve açacağıydı, çünkü eğer yiyecek konservede gelmezse, donmuş olarak bir kutuda gelirdi. | TED | الأداة الوحيدة التي تعمل في مطبخي كانت محطمة العلب , لأنه ان لم يأتي معلباً أتى مثلجاً في صندوق |
| Her gün gösterecek yeni bir şeylerle bana gelirdi. | TED | كان يأتي إلي يوميا يحمل شيئا يريني إياه. |
| Bazen, uzun yolculuklarda, ikinci bir şoför yanımda gelirdi. | Open Subtitles | أحيانًا، في الرحلات الطويلة السائق الآخر يأتي مسرعًا على طول الطريق |
| Tabir-i caizse, dünya hep bu eve gelirdi. | Open Subtitles | في الماضي كان العالم يأتي لهذا المنزل يا سيدي |
| Ara sıra malikaneye gelirdi. Yine 1930'ların başlarında. | Open Subtitles | كان يأتي للمنزل أحياناً في بداية الثلاثينيات |
| Bu bugün balayında olacağım anlamına gelirdi, ve sonunda pasaportumda bugün bir damga olacağı anlamına gelirdi, ve bu üzerinde İtalya yazması anlamına gelirdi! | Open Subtitles | .ُأشتغّلُ أيام العطلات .أَرجع البيت فقط لرؤية قطّةِ وبعد هذا, يأتي شاب غني ووسيم ,يطَلبَ مِني الزَواج .وأنا قبلت |
| Doğum gününde nasıl korkunç palyaçolar gelirdi sana? | Open Subtitles | من هو المهرج الغبي الذي كان يأتي لك في عيد ميلادك ؟ |
| Bazen elinde bir şişe şarapla gelirdi, bilirsin... ben de eşlik ederdim. | Open Subtitles | أحياناً يأتي ببعض المُخططات تعلَم، و أسايرهُ فيها |
| Madenlerden önce, tüccarlar buraya su için gelirdi. | Open Subtitles | ،قبل إكتشاف المناجم كان التجار يأتون هنا للماء |
| İnsanlar ziyarete gelirdi. Sadece kömür değildi. | Open Subtitles | تعرف، الناس كانت يأتون للزيارة لم يكْن الأمر يتمحور حول الفحم فقط |
| Onu her kış görürdük. Kumara çok düşkün olduğu için sık sık evimize gelirdi. | Open Subtitles | كنا نراه كل شتاء.كان مولعاً بالمقامرة,وكان يأتى لمنزلنا أحياناً. |
| Bizimle toplantılara gelirdi. | Open Subtitles | إنه دائما ما يأتى للإجتماعات، وينتظر معنا ويجالسنا في أمسيات الجمعة |
| Her gece gelirdi ve gözlerini bana dikerdi. | Open Subtitles | كانت تأتي الى المنزل كل مساء و كانت تلتهمني بعينيها |
| Eğer arkadaşın burada olsaydı, Eminim ki oda seni kurtarmaya gelirdi. | Open Subtitles | أنا واثقةّ من أنّ صديقك كان ليأتي لإنقاذك إن كان هنا |
| Ailemdeki herkes buraya gelirdi. | Open Subtitles | لا باس. الجميع في عائلتي اعتادوا المجيء إلى هنا. |
| Babamın tüm ailesi gelirdi, kuzenleri falan. | Open Subtitles | كل عائلة أبي تأتي كل أبناء عمومتي |