| Hepiniz benimle birlikte Büyük Balkabağını beklemek için gelmişsiniz. | Open Subtitles | أتيتم جميعكم لتنتظرواْ القرع المهيب معي |
| Hepiniz buraya bu kenar mahalle çocuğu için yufka yüreklerinizi yanınıza alıp gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد جئتم جميعاً إلى هنا بقلوب شفوقة على أطفال الأحياء الفقيرة. |
| gelmişsiniz. Çok memnun oldum. | Open Subtitles | لقد وصلتم أنا في منتهى السعادة |
| Eski mutlulukları tekrar yaşamak için gelmişsiniz, sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنكما جئتما لتعيشا أمجاد الماضي مجددا |
| Hoş geldiniz. Hep beraber gelmişsiniz. çok da fazlasınız. | Open Subtitles | جميعكم اتيتم العديد من الناس |
| Çok uzaktan gelmişsiniz. İzin verin yükünüzü alayım. | Open Subtitles | لقد أتيتَ من بعيد دعني أخفف من حملك الثقيل |
| Bugün kızınız ve oğlunuzla birlikte gelmişsiniz. | Open Subtitles | يبدو بأنكِ جئتي اليوم مع ابنك وابنتكِ معاً |
| Eve erken gelmişsiniz. William yine ne yaptı? | Open Subtitles | حضرتم للمنزل في وقت مبكر ماذا فعل (وليام) الآن ؟ |
| Duyduğuma göre siz ikiniz şehre dün gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنكما أتيتما إلى المدينة البارحة |
| Philadelphia'dan çok uzaklara gelmişsiniz. | Open Subtitles | يا رجال أنتم على مسافة كبيرة من (فيلادلفيا) |
| Yanlış yere gelmişsiniz. | Open Subtitles | أنتم أتيتم للمكان الخاطيء |
| Üzgünüm, yanlış Anasının Kuzusu'na gelmişsiniz siz. | Open Subtitles | آسف, لقد أتيتم للحفل الخاطيء |
| Yanlış yere gelmişsiniz. | Open Subtitles | أتيتم إلى المكان الصحيح |
| Yavrularınızı doğurmak için gelmişsiniz buraya. | Open Subtitles | أنتم يا رفاق جئتم لهذا المكان لترزقو بالأطفال |
| Lütfen artık Hildur'ın taziye defterini imzalar mısınız sanki onun için gelmişsiniz gibi? | Open Subtitles | هلّا أعلمت زوج هيلدرا بتعازيّ وأن هذا ما جئتم لتفعلاه |
| Geciktiniz. Hayır, siz erken gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد تأخرتم لا، أنتم وصلتم في وقت مبكر - |
| Hepiniz sağ salim gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد وصلتم جميعا سالمين |
| Hey, beyler, gelmişsiniz. | Open Subtitles | مرحبـًا، يا أصدقاء لقد جئتما |
| Uzun bir yoldan gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد جئتما من مسافة بعيدة |
| Selam dostlar, gelmişsiniz. Geldik tabii. | Open Subtitles | لقد اتيتم - بالطبع أتينا - |
| Akrabalarla haber vermeden yemek yemeye gelmişsiniz demek. - Ne oluyor? | Open Subtitles | أرى أنكَ أتيتَ بعشاءٍ إرتجالي مع الأهل |
| O halde yanlış yere gelmişsiniz, değil mi? | Open Subtitles | جسناَ،لقد جئتي للمكان لخاطئ،أليس كذلك؟ |
| Siz erken gelmişsiniz. | Open Subtitles | لقد حضرتم مبكراَ |
| Buraya Shelby'i biraz daha dolandırmak için gelmişsiniz. | Open Subtitles | أتيتما لهنا كي تحتالوا على (شليبي) بمزيد من المال |
| Philadelphia'dan çok uzaklara gelmişsiniz. | Open Subtitles | يا رجال أنتم على مسافة كبيرة من (فيلادلفيا) |
| Geldiğiniz için çok teşekkürler. Harika, gelmişsiniz! | Open Subtitles | أشكركم جداً على حضوركم، جيد أنكما وصلتما. |
| O zaman iyi ki bana gelmişsiniz... sizi göğsüme bastırıp saçınızı okşayarak... her şeyin yoluna gireceğini söylerim. | Open Subtitles | من حسن حظك أنك أتيت إلي إذاً سأضمك إلى صدري وألمس لك شعرك وأقول لك إن كل شيء سيسير على ما يرام |