| gemide her bir saatlik zaman için Dünya'da iki saat geçer. | Open Subtitles | لكل ساعة من الوقت على متن السفينة تمر ساعتين على الأرض |
| Kendi güvenliğiniz için bir sonraki uyarıya kadar gemide kalmanızı rica ediyoruz. | Open Subtitles | حفاظاً على سلامتكم، نطلب منكم البقاء على متن السفينة حتى إشعار آخر |
| Bu çok lezzetli. gemide yediğimiz rezaletten çok daha güzel. | Open Subtitles | هذه كلها لذيذة معالجة فضلات الطعام بطريقة جيدة على السفينة.. |
| Eğre gemide varsa bile, bir bakirenin amcığı gibi korunuyordur. | Open Subtitles | لو أن على متنها أي ذهب كانت لتحرس كوعاء عسل |
| Sıkıntıdan ölmek üzereydim. gemide tek bir çekici kadın görememiştim. | Open Subtitles | لقد سئمت لدرجة كبيرة لم أر امرآة جذابة على المركب |
| Acaba gemide hiç kahve var mıdır? | Open Subtitles | تفترض بأنهم سيكون عندهم أي قهوة على متن السفينة |
| Eşim... Eşim ve üç çocuğum gemide. Durum ne kadar ciddi acaba? | Open Subtitles | لدي زوجة وثلاثة اطفال على متن السفينة هل الأمر خطير |
| gemide kaçak bir bayan yolcu olduğu hakkında ihbar var. | Open Subtitles | للاسف هناك تقريرا ان سيدة هاربة فى خلسه على متن السفينة و هم يتخذون كل الاحتياطات |
| Sydney'den Southampton'a giderken gemide tanıştım onunla. | Open Subtitles | التقيت بها على متن السفينة التي أبحرت من سيدني الى ساوثمتون |
| O heriflerden birinin bile bu gemide olma olasılığı ne kadar düşük farkında mısın? | Open Subtitles | أتدركين مدى ضألة الاحتمالات أن يكون احدهم على متن السفينة |
| gemide kadın bulunmasının kötü şans getireceğini söyleyen tarih öncesi batıl inanç artık ispatlanmış oldu. | Open Subtitles | الخرافة القديمة أن وجود امرأة على متن السفينة يجلب سوء الطالع. . . |
| gemide olduğumuzu bilmiyorlar. Yoğun bir şekilde korumaları için sebep yok. | Open Subtitles | انهم لا يعلموا اننا على السفينة ليس هناك سبب لحراسة قوية |
| Bu gemide iki aranan kaçak olmadan çok daha kolay olacak. | Open Subtitles | سيكون هذا أسهل بدون وجود أكثر اثنين مطلوبين معنا على السفينة |
| gemide iki tip insan var... DL: Bilim adamları ve askerî elemanlar. | Open Subtitles | هناك نوعان من الاشخاص على السفينة هناك العلماء و في المقابل العسكريون |
| Pek çok gemide artık uydu vericisi var bu sayede nerede olduklarını ne yaptıklarını takip edebiliyoruz. | TED | فالعديد منها كان لديها نواقل على متنها مما سمح لنا أن نكتشف أين هي وحتى ما كانوا يفعلون |
| gemide misafir olduğunuz için bu yatak sadece size ayrıldı. | Open Subtitles | لدينا هنا سرير لك بما أنك ضيف على ظهر المركب |
| Batan bir gemide değil; büyük, sıcak, güzel bir evdeyiz ve hayatımız güzel. | Open Subtitles | لسنا على متن سفينة تغرق نحن في منزل كبير جميل دافئ وجميعنا بخير |
| "gemide yaşam" sırasında masum insanlara, bizim insanlarımıza Z'lerin yaptığı şey bu. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الزائرون بالمقيمين في السفينة. إنّهم أناسٌ أبرياء، إنهم قومنا. |
| gemide başladığım mektubu bitirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول انهاء خطاب كنت قد بدأته على القارب |
| - Anlamıyorum. - İki adamımızın o gemide olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أفهم نعتقد أن أثنان منا على متن السفينه |
| gemide bir kadının bulunmasından hoşlanmıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنك لا تفكر كثيراً بالنساء على السفن أليس كذلك ؟ |
| gemide bulunan subayların listesi bende var. Sizin herifçioğlunun adı nedir? | Open Subtitles | لدي قائمة بالضباط على متن القارب ، ما أسم رجلكِ ؟ |
| Beni ve annemi oraya kadar sürükledi sonra bir gemide göreve çıktı. | Open Subtitles | اخذنى انا و امى طوال الطريق لهناك ثم اخذ مهمة على سفينة |
| Tehdit tahtasında hiçbir şey yok ve gemide de gözle görülür bir zarar görünmüyor. | Open Subtitles | لا يوجد شئ على لوحة التهديدات ولايوجد أضرار جسيمة بالسفينة |
| Ama gemide görüşürüz. Bol bol özlem gideririz, tamam mı? | Open Subtitles | لكني سأراك في حفلة الباخرة, لكي نتقابل بشكل أفضل, حسناً؟ |
| Şu ana kadar, Harita hepimizin aynı gemide olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | الى هذا الوقت, مابس اعتقد اننا كلنا فى مركب واحد. |
| Dünyayi iki kez dolasan bir gemide yillandi. | Open Subtitles | كان مخزن في سفينه ودارت حول العالم مرتين |