| Yani başka bir deyişle, mühimmatı boşa harcamadan veya zayiat vermeden gemileri alabiliyorlardı. | TED | لذا بعبارة أخرى، كانوا يستولون على السفن دون إضاعة الذخيرة، أو تكبد الخسائرالبشرية. | 
| Nagumos'nun taşıyıcıları belki de bu büyük gemileri takip ediyor. | Open Subtitles | ذلك من الممكن ان يكون حاملات ناجومو خلف السفن الضخمه | 
| gemileri batıran bu adamlarla çalışmak sadece canavarların yapacağı birşey! | Open Subtitles | مايفعله الوحش حقاً هو السطو على السفن مع هؤلاء الأشرار | 
| Ve basitçe, tüccarların gemileri limana geliyordu ve yanaşmalarına dahi izin verilmiyordu. | TED | وبشكل أساسي، عندما بلغت سفن التجار الميناء، لم يُسمح لها أن ترسو. | 
| Goa'uld Ha'tak gemileri kadar ileri gemilerden oluşan filolar üretmek için yöntemler öneriyoruz. | Open Subtitles | نحن نقدم لك وسائل إنتاج أسطول من السفن متقدمه كـ سفن الجوائولد هاتاك | 
| O'Bannon teknik ekibinden Isabel Cho geminin motorlarının saldırıya uğraması ve yok edilmesinin ardından kurtarma gemileri tarafından kurtarılmıştı. | Open Subtitles | إزابيل تشو، مسؤولة طبية سابقة عملت على متن سفينة الأوبانون، وتم إنقاذها بعد أن تم إيجادها في مكوك هروب | 
| Herkes ona inandığı ve güvendiği için, onlar da gemileri görür. | Open Subtitles | و لأن الجميع يثقون و يؤمنون به هم أيضاً رأوا السفن. | 
| Rus füze gemileri vardığında filomuz şu hatta konuşlanmış olacak. | Open Subtitles | أسطولنا سيكون عند هذا الخط عند وصول السفن الحربية الروسية | 
| Petrol tankerleri ve ticaret gemileri genelde bu rotayı seçiyor. | Open Subtitles | هذا الممر هنا يستخدم لـ ناقلات النفط، و السفن التجارية | 
| Bu pasajda robotlar her gün insanları yakala ve sonra gemileri kaçıp. | Open Subtitles | كل يوم السفن تجعل الناس ياتون الى هذا المكان ثم السفن تاخذهم | 
| Ganymede İstasyonu'ndan gelen mülteci gemileri üç ve yedi numaralı limanlara yanaşmaktadır. | Open Subtitles | سفن لاجئي محطة غانيميد وصلت الان حوض السفن رقم 3 و 7 | 
| Bize ateş eden gemileri yok etti. Wraithleri uzak tutan şey o silah. | Open Subtitles | و قد دمرت سفن العدو و هذا السلاح هو ما يبقى الريث بعيدا | 
| Sahilimizi savunmak için gemiler inşa edip o gemileri kullanacak denizciler yetiştirebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نبني سفن لندافع عن شواطئنا، وندرب أشخاص جدد ليبحروا بهم. | 
| O nedenle, konteyner gemileri üzerinde çalışan çoğu denizcinin limanda genellikle iki saatten az bir zamanı olur. | TED | معظم البحارة الذين يعملون الآن في سفن حاويات غالباً ما يكونون على الميناء لأقل من ساعتين في المرة الواحدة. | 
| Gerçekte konteynır gemileri Çin'den Danimarkaya mallarla dolu geliyorlar. Ve geriye boş olarak dönüyorlar. | TED | حيث أنه في الحقيقة سفينة الحاويات كانت محملة بالأساس ببضائع من الصين للدنمارك ومن ثم أبحرت فارغة عائدة الى شانغهاي | 
| gemileri ana filodan almışlar ve nerede olduklarına dair hiçbir fikrimiz yok. | Open Subtitles | فهم يسحبون سفنهم من أسطولهم الرئيسي ونحن ليس لدينا فكرة عن مكانهم. | 
| gemileri kabarcıklar çıkararak batarken adamlar 3 küçük kurtarma sandalına tıkıştılar. | TED | ولما بدأت سفينتهم في الغرق وسط الأمواج العالية تجمع الرجال في ثلاثة قوارب نجاة صغيرة | 
| Burada pek belli olmasa da, siyah olanlar Norveç av gemileri. | TED | الاسود,رُبما لن تستطيعوا رؤية هذا ,هي سُفن صيد أسماك القرش المُتشمسة | 
| Bu gemiler dayanıklı. Sen öbür gemileri dene. | Open Subtitles | تلك المركبات صممت لتتحمل ذلك ربما يجب عليك تجربة سفينة بحرية | 
| İşte bu nedenle biz uzay gemileri ve katedraller yapabildik dünyanın geri kalanı karınca çıkarmak için çöplerle toprağı kazmaya devam ederken. | TED | لأجل هذا نبني المراكب الفضائية والكاثدرائيات بينما بقية العالم مازال يحفر الأرض بالعصي ليستخرج الأرضة. | 
| Geleceğin uzay gemileri gerçekten devasa olacak. | TED | مركبات الفضاء المستقبلية ستكون هائلة فعلًا. | 
| Bizler uçağın gücüne inanıyoruz, ama onlar belirleyici çarpışmasının... savaş gemileri arasında olması gerektiği o antik teoriye sarılıyorlar. | Open Subtitles | نحن نؤمن بالطيران، لكنهم متعلقون بالنظريات القديمة تلك المرتبطة بالسفن الحربية التى يجب أن تقاتل بين المدرعات البحرية | 
| Tüm suüstü gemileri sonar taramasına başlasın. | Open Subtitles | - جيد. هل كشفت عن كُلّ السُفن السطحيّة إبدأْ البحثَ بالسونار | 
| Ama çok pahalı olan bu işlem sonsuza kadar sürer ve bu büyük gemileri çıkarmak epey riskli bir iş. | TED | ولكن ذلك سيستغرق وقتا طويلا، وسيكلف تكلفة باهضة، لذلك استخراج تلك القوارب من المحيط خطر جدا. | 
| Diyor ki, Amerikalılar eğer yörüngede gemileri patlatmaya devam edeceklerse, kendi dağınıklıklarını kontrol etmede daha iyi iş çıkarmalılar. | Open Subtitles | إنه يقول على الأمريكان ان يبقوا نسفهم للسفن الفضائية خارج مدارنا لديهم وظائف أفضل من تتبع الفوضى الخاصة بنا | 
| Diğer Amerikan uçak gemileri hakkında bilgi yok. | Open Subtitles | لا معلومات حول الناقلات الأمريكية الأخرى |