| Sanki dolu dolu yaşamış gibi Gençliğini özlüyorsun. | Open Subtitles | أنت تفتقد شبابك كما لو كنت تعيشه على أكمل وجه. |
| Genç yaşında hayat bağını kopartan bu ellerle düşmanının Gençliğini biçmekten daha iyi bir dostluğu nasıl gösterebilirdim ki sana? | Open Subtitles | ما الصالح الذى يمكننى القيام به تجاهك أكثر من هاتان اليدان اللاتى قطعا شبابك الذى قطعه كان عدوك |
| Bana bütün Gençliğini anlatmıştı. Bir sürü eski dalgası vardı. | Open Subtitles | لقد حكت لي عن شبابها بالكامل, كان لديها الكثير من علاقات الحب |
| Sadece Gençliğini yitirmeyi kabullenememiş. | Open Subtitles | إنما لم تقدر على مواجهة فقدان شبابها |
| Bir çoğunu. Birisi Gençliğini yeniden kazanmak istiyorsa, geçmişteki ahmaklıklarını tekrarlamalıdır. | Open Subtitles | لكي يستعيد المرء شبابه مرة أخرى ، يجب عليه أن يعيد أخطاءه |
| Yerine otur, ufaklık. Ve ülkesi için Gençliğini feda etmiş birinin sözlerini dinle. | Open Subtitles | الآن اجلس أيها الصغير، واستمع لشخص منح شبابه في خدمة هذه الدولة |
| Hatta bana Gençliğini hatırlatıyor...senin. | Open Subtitles | بالواقع انها تذكرني بشبابك |
| Sence, Gençliğini sikerek geri getirebilir misin. | Open Subtitles | أتعتقدين أنك ستستردين شبابك عن طريق المضاجعة؟ |
| Gençliğini yeniden yaşamak istediğin zamanı tüylerim ürpererek hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا ما زلت متحيرة من آخر مرة حاولت إسترداد شبابك |
| Çünkü bir yanın söylediklerimin doğru olmasını, yani Gençliğini geri getirebilmemi umut ediyor. | Open Subtitles | لأنَّ جزءاً منك يضع آماله على أمل أن يكون ما أقوله هو الحقيقة، و هو أنني أستطيع إعادة شبابك |
| Boşa harcanmış Gençliğini mi düşünüyorsun, ihtiyar? | Open Subtitles | هل تتأمل في مرحلة شبابك الضائعة أيها العجوز؟ |
| Üzgünüm senin görünüşte ebedi olan Gençliğini paylaşmıyorum. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لا أشترك في شبابك الظاهري الأبدي |
| Anlamanı beklemiyorum. Bir Amerikalı olarak, Gençliğini kızların namusunu kirletmekle geçirirsin. | Open Subtitles | لا أتوقع أنّ تفهم هذا ، كـ أمريكي ، قضيتُ شبابك في سرقة عذرية النساء |
| Bir tıp adamı, kraliçeye aşık onun Gençliğini geri vermeyle bozmuş, kolay yolu arıyor. | Open Subtitles | رجل طب يعشق الملكة ... َ يندفع لإسترجاع شبابها باحثاً عن طريقه سهله |
| Belli ki, bakirin kullanılmamış cinsel potansiyel kaynağına yakın ısırıyorlar Böylece dişi vampir Gençliğini ve güzelliğini tazeleyebiliyor. | Open Subtitles | ...يبدو أنهم يهاجمون المكان القريب في حالة الشخص البتول، من مصدر القوة الجنسية غير المستعملة فهو ما تحتاجه مصاصة الدماء الأنثى لإستعادة شبابها وجمالها |
| - Gençliğini mi kıskanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسديها على شبابها ؟ |
| - Gençliğini mi kıskanıyorsun? | Open Subtitles | هل تحسديها على شبابها ؟ |
| "Bu mini-müzenin iki ender parçasından biri ikinci imparatorluğun çöküşünden yarım yüzyıl sonra... 94 yaşında ölen bir prensesin parlak Gençliğini yansıtan beyaz bir büst..." | Open Subtitles | الشيئين اللافتين للنظر في هذا المتحف المصغر هما تمثال من المرمر الأبيض... الذي يشكل في توهج شبابها ... هذه الأمير السابقة التي ماتت في سن الـ94 ... |
| Coşkusunu ve Gençliğini orada daha iyi kullanabileceği düşünüldü. | Open Subtitles | لقد تم الكشف على شبابه وحماسه يجب استخدامه في مكان أفضل |
| Kocam, o korkunç bıyığı bırakarak Gençliğini geri almaya çalışıyor. | Open Subtitles | زوجي يحاول استعادة شبابه بواسطة انماء هذا الشارب البشع |
| Lord Henry haklı. Birisi Gençliğini yitirdiğinde, herşeyini yitirir. | Open Subtitles | إن اللورد " هنري " على حق ، إذا فقد أحد شبابه ، فإنه يفقد كل شيئ |