| Mahkemeden önceki soruşturmada, diğer beş gencin hepsine, aynı fotoğraf dizisinden fotoğraflar gösterildi. | TED | وفي التحقيق الذي جرى قبل المحاكمة الفعلية، عرضوا الصور نفسها، على جميع المراهقين الآخرين. |
| Bir çocuğun sesi gencin sesinden, gencinki de yaşlınınkinden farklıdır. | TED | يختلف صوت الأطفال عن المراهقين الذين بدورهم لهم أصوات تختلف عن البالغين. |
| Bence hepimiz, o düşünceli, uzun vadeli planlamanın birçok gencin güçlü yanı olmadığı konusunda hemfikiriz. | TED | أعتقد أننا جميعًا قد نتفق على أن التخطيط المدروس طويل المدى ليس نقطة قوة لدى معظم من نعرفهم من المراهقين. |
| Normal bir gencin odası gibi değil herşey kırmızıya boyanmış | Open Subtitles | كم كانت متشددة ؟ ليست هذه حياة مراهقة عادية كل ما يتعلق بها يحمل أعلاماً حمراء |
| Üstü açık bir arabadaki, bir grup gencin bize saldırdığını ve bizi şehre kadar takip ettiklerini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أن مجموعة مراهقين في سيارة مكشوفة أخافونا... وأنهم طاردونا إلى المدينة... |
| Tıkanma yok. Bir gencin damar sistemine sahip 50 yaş üstü biri. Sanırım burası bir laboratuvar. | Open Subtitles | "النموذج لا بد أن يكون في سن الـ 50، وذو نظاماً دوريّاً لمراهقٍ" |
| Burada olmak bana birkaç gencin bir adada mahsur kalmalarını anlatan ünlü bir hikâyeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وجودنا هنا يذكرني بقصةٍ شهيرة عن بعض الفتيان الصغار العالقين في جزيرة |
| Birçok gencin danışmanı olarak mükemmelliğin bu etkilerini birinci elden görebiliyorum. | TED | بدوري كمرشد للعديد من الشباب أرى تأثيرات الكماليات هذه بشكل مباشر |
| Bir gencin içinde saklanan bir tilki var. | Open Subtitles | هناك ثعلب مُختبئ بداخل فتى مُراهق. |
| Bu konu hakkında yeterince televizyon seyrettim... FBl bu gencin intiharını açıklayamadı. | Open Subtitles | لقد شاهدت التليفزيون بقدر يجعلني أعلم أن المباحث الفيدرالية لا تتحرى عن انتحار المراهقين |
| Kitabınız beni tam anlamıyla sarmış, Bir gencin nasıl olası gerektiğini,nelerin onu heyecanlandırdığını,sorunlarını, azgınlıklarını tam olarak anlatıyordu. | Open Subtitles | كتابك كان يحاكى حياة المراهقين الإثاره , الحيره , الحرمان |
| Pek çok gencin onları evlerine bırakacak arkadaşları vardır. | Open Subtitles | أجل, حسناً, معظم المراهقين لديهم أصدقاء الذين بإمكانهم أن يقلوهم إلى المنزل |
| Ben, geçen Noel'de Herman Gölü'ndeki iki gencin ve 4 Temmuzda Vallejo'daki golf pistinin orada öldürülen kızın katiliyim. | Open Subtitles | هذا قاتل المراهقين خلال عيد الميلاد الماضي في بحيرة هيرمان والفتاة في الرابع من يوليو قرب ملعب الغولف في فاليخو |
| Kimse görmedi çünkü otumu, bir grup gencin önünde yakmak istemedim. | Open Subtitles | لمْ يرني أحد لأنّي لمْ أرد أن أطلق صوتاً عالياً أمام مجموعة من المراهقين. |
| Kedi, gencin ölümünden beraat edilmesini istiyor. | Open Subtitles | لقط ينتظر المحاكمة بتهمة ظلوعه في قتل المراهقين |
| Bir gencin hayatının kararını vermesine izin vermeden önce bir bekleme süresi olması gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس هناك فترة تهدأة قبل أن ندع مراهقة تهرب وتتأخذ قرار مصيري؟ |
| Senfoniler besteliyor olmalıydım dikkafalı bir gencin peşinde koşmak değil. | Open Subtitles | يجب علي كتابة السيمفونيات... وليس ملاحقة مراهقة عنيدة... |
| Griss, 3 gencin kimliğini belirleyecek.. bir şey bulamadık. | Open Subtitles | غريس " لم نجد الحظ في التعرف على " الثلاثة مراهقين من السيارة الفاخرة |
| Bir grup gencin koridorlarda koşmasına izin veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمل تجول مراهقين في الرواقات |
| Bir gencin damar sistemine sahip 50 yaş üstü biri. | Open Subtitles | "النموذج لا بد أن يكون في سن الـ 50، وذو نظاماً دوريّاً لمراهقٍ" |
| Her gencin arkadaşa ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | كل الفتيان الصغار يحتاجون إلى رفقاء |
| Başka birçok gencin hayatını değiştirebiliyor. | TED | وأصبح قادراً على تغيير حياة الكثير من الشباب. |
| Kafası karışık bir gencin senin adına saldırı yapması... | Open Subtitles | .. مُراهق سيدعي أنه إرتكب الجرائم بأسمك |
| Genelde 17 yaşında bir gencin öldürülmesiyle ilgili şakalar yapmam. | Open Subtitles | عادة لا أمزح عندما يقتل صبي في الـ 17 عاماً |
| Suistimal edilmiş bir gencin başka bir genci yumruklaması dolayısıyla bir yetişkin hapishanesine koymaktansa, ona psikolojik tedavi ve kamu gözetimi sağladık. | TED | لم نضع مراهق في سجن بالغين لأنه لكم مراهق أخر، نحن أمنّا العلاج لأصحاب الأمراض العقليه وجعلهم تحت الاشراف. |