| Ben belki Gerçeği gördüm, ama kabullenmedim. | Open Subtitles | ربما رأيت الحقيقة , لكنني لا اعترف بها |
| Sonra Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | وبعدها رأيت الحقيقة |
| Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | رأيت الحقيقة |
| Bugün bu kuralı bozdum ve başka yollar aramayı bırakıp Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | و اليوم كسرتُ تلكَ القاعدة . توقفتُ عن النظر للإتجاه المعاكس و رأيتُ الحقيقة |
| Gözlerinin içine baktığımda Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | "عندما نظرتُ في عينيه..." "رأيتُ الحقيقة" |
| Frederick geçen gece beni iyileştirdiğinde, Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | عندما عالجني (فريدريك) الليلة الماضية لقد رأيتُ الحقيقة |
| Gerçeği gördüm. | Open Subtitles | رأيت الحقيقة |