"gerçek aşkını" - Translation from Turkish to Arabic

• حبه الحقيقي
• حبها الحقيقي
• حبك الحقيقي
• حبّك الحقيقيّ
• قبلة الحب الحقيقية
• حبّه الحقيقيّ
• حبّها الحقيقي

Size, Victoria'yı görmeye gittiğini çünkü üzgün olduğunu ama gerçek aşkını bulduğunu ve hayatının geri kalan kısmını onunla geçirmek istediğini
لقد طلب مني أن أخبرك أنه ذاهب ليرى فيكتوريا و أنه آسف فقد وجد حبه الحقيقي

Ama tek gerçek aşkını kaybetmiş yalnız ruha... ♪ Sana ♪
لكن لروح شخص وحيد الذي خسر حبه الحقيقي...

Prenses, ejderhanın koruduğu en yüksek kulenin en yüksek odasında gerçek aşkını ve ilk aşkının ilk öpücüğünü bekliyormuş.
واستمرت في حراسة التنين محبوسه في أعلي غرفة بأطول برج بانتظار حبها الحقيقي والقبلة الحقيقية الأولى

Çünkü gerçek aşkını tutmak istiyor.
كانت تريد ألمحافظه على حبها الحقيقي.

Onunla buluşmak yerine gerçek aşkını oynayacak oyuncu bulmaktan vazgeç.
توقف عن تمثيل حبك الحقيقي بدلاً من أن تلقاه

Görüyor musun, kendi aleyhime ifade verince, sadece Charlotte için onun ismini temize çıkarmayacam, senin için de temize çıkmış olucak, sevgilim-- işte sonunda gerçek aşkını geri alabilirsin--
...لن أبرئ اسمه لأجل (تشارلوت) فحسب لكن لأجلك أنت كذلك يا عزيزتي ...حتى تتمكنين أخيراً من استعادة حبّك الحقيقيّ

gerçek aşkını keşfetmelisin
من خلال قبلة الحب الحقيقية

Onu, kendi gerçek aşkını yok etmek için kullanarak.
باستخدامه في تدمير حبّه الحقيقيّ الوحيد.

Çünkü bir gün Mae Nak'in hayaleti geri dnecektir ve o gerçek aşkını bulacaktır.
لأن في يوم ما سيعود شبح ..ماي ناكثانيةً. لذا هي يمكن أن تجد حبّها الحقيقي...

.. üzgünmüş. gerçek aşkını bulmuş ... .. ve bütün hayatını onunla yaşamak istiyormuş.
و أنه آسف فقد وجد حبه الحقيقي

Patchi'nin bütün sıkıntıları gerçek aşkını görmesiyle ortadan kaybolmuştu.
صعوبات (باتشي) تلاشت سريعاً برؤية حبه الحقيقي.

Adam gerçek aşkını buldu.
لقد وجد حبه الحقيقي هناك!

Tek gerçek aşkını kaybetmeyi asla riske atmaz.
لن تجازف أن تخسر حبها الحقيقي أبداً.

Her zaman gerçek aşkını arıyor.
دائمًا تبحث عن حبها الحقيقي

Kendi gerçek aşkını Bugün
" حبك الحقيقي هذه الأيام "

Bunu sana söylediğim için üzgünüm, ama Robin zaten gerçek aşkını bulmuş.
أكره إعلامك بالخبر لكنّ (روبن) وجد حبّه الحقيقيّ

Bir an için neredeyse Fiona gerçek aşkını bulmuş gibiydi.
كان الأمر وكأنّه، ولو لدقيقة واحدة أنّ (فيونا) وجدت حبّها الحقيقي.