| Bugün size söylemek istediğim, sorunlarımız ne kadar gerçekse, çözümlerimizin de o kadar gerçek olduğudur. | TED | وما أريد أن أقوله لكم اليوم أنه رغم أن المشاكل حقيقية، فإن الحلول حقيقية أيضًا. |
| Parlayan Nova saldırısı. Canavarlar gerçekse, güçleri de gerçektir. | Open Subtitles | بما أن الوحوش حقيقية فإن قواتها حقيقية أيضاً |
| Evrim gerçekse eğer, ...şimdiye kadar ayaklarımızda tekerlekler olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | إذا كان التطور حقيقياً ألن نكن نملك كعوب في أقدامنا الآن؟ |
| Bahsetmeyiz, ama sen burada daha güvendesin hele de söylediğin şey gerçekse. | Open Subtitles | ،لن نفعل لكنك بامان اكثر هنا خصوصا لو كان ما تقوله حقيقياً |
| Eğer bu gerçekse, beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | بولا, لو كان هذا حقيقى فهذا سيجعلنى فى اشد السعادة |
| Eğer gerçekse, neden Sharkboy ve Lavagirl'ü yarın sınıfa getirmiyorsun? | Open Subtitles | لو انها حقيقية, لماذا لاتحضر الفتى القرش وفتاة الحمم للفصل غدا؟ |
| Gördüğünüz psişik görüntüler gerçekse, ameliyattan sonra da devam edeceklerine inanın. | Open Subtitles | , لو كانت رؤياك الذهنية حقيقية فعليك أن تؤمن أنها ستراودك عندما تخرج من الجراحة |
| Resmini yaptığın bu şey, bu bomba gerçekse, hepimiz öldük. | Open Subtitles | لوكانهذامارسمته, هذهالقنبلة,حقيقية, سنموت جميعاً |
| gerçekse en azından elimizde haber olur. | Open Subtitles | إذا ظهر بأنها حقيقية علي الاقل لدينا الاسباب |
| Şayet Bayan McGarvie'nin pisişik yeteneği gerçekse Tanrı öbür taraftan gelen mesajları bize iletmesine izin versin. | Open Subtitles | لو كانت السيدة ماكرافي تمتلك موهبة حقيقية أنشاء الله ، فإنها سوف تتلقي هذه الرسالة من العالم الأخر وتنقلها لنا اليوم |
| Bunların hepsi gerçekse, sen dahil herkesin bu oyuna neden devam ettiğini bilmek istiyorum? | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأمور حقيقية بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟ بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟ |
| Eğer gerçekse, ses uzmanı arkadaşlarımdan birine götüreyim, bakalım gerçek mi değil mi? | Open Subtitles | إذا كان حقيقياً, فدعيني أذهب لأحد رفقائي مهندسي الأصوات لأرى إن كان حقيقياً |
| Ve daha da önemlisi, merdiven gerçekse, bu bize modern hayattaki daimi tatminsizlik eğilimini açıklar. | TED | والأهم من ذلك ، لو أن ذلك الدرج الصاعد كان حقيقياً ، لفسّر لنا الإستياء المستمر والمتنامي في الحياة المدنية. |
| Eğer bu tehdit gerçekse, o halde muhtemelen, Sentox sinir gazını ellerinde bulunduran teröristlerle bu saldırıyı planlayanların aynı kişiler olacağını farkedemedin mi? | Open Subtitles | هل دار بخاطرك أنه إذا كان التهديد حقيقياً, فربما يكون الارهابيون الذين بحوزتهم غاز الأعصاب |
| Eğer tehdit gerçekse, kargo gemilerinin herhangi birisinin patlamasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | إذا كان التهديد حقيقياً , لايمكننا ترك أي من سفن الشحن تنفجر |
| Eğer bu gerçekse bile olduğunu sanmıyorum ama neden böyle bir şey yapayım? | Open Subtitles | حتى لو كان هذا حقيقياً و الذي هو ليس كذلك , لكن بافتراض أنه حقيقي ما الذي سيجعلني أرغب بفعل أمر كهذا ؟ |
| Onları ara, ne biliyorsan onlara söyle. Eğer gerçekse... | Open Subtitles | إتصل بهم , أخبرهم بما تعلم إذا كان حقيقى |
| Demek istediğim, eğer bunlar gerçekse beni de dahil etmelisin. | Open Subtitles | إن كان ما بيننا سيكون حقيقيًا فيجب أن تصارحيني |
| Tabi en başından beri ona olan duyguların gerçekse. | Open Subtitles | إلا إذا لم تكن مشاعرك تجاهه أصلية طوال تلك المدة بالطبع لا |
| Diğer yandan, mektup gerçekse ve onu aramamalarını söylediyse, bir nedeni vardır. | Open Subtitles | لكن لو كانت رسائلها حقيقيه , لقد أخبرتهم ان لايبحثوا عنها , هناك سبب لذلك |
| - Gerçek değilse hayır. - Fakat ya gerçekse? | Open Subtitles | ــ ليس إن لم يكن حقيقيّاً ــ لكن ماذا لو كان حقيقيّاً ؟ |
| - gerçekse basittir. | Open Subtitles | انها الحقيقةُ. |
| Eğer bu gerçekse, üzerime gelip durmanın ne kadar anlamsız olduğunu anlamışsındır. | Open Subtitles | حسناً , لو كان ذلك صحيحاً عليكَ أن ترى كم أن ذلك غير مُجدي. لتبقى على معاملتى هكذا. |
| Böyle bir şey gerçekse ne kadar korkunç olurdu. | Open Subtitles | ياله من أمر مرعب إن كانت حقيقة. |