| o günlerde bunun tedavisi yoktu. Çok hızlı bulaştığını söylemeye gerek bile yok. | Open Subtitles | والذي كان مرضاً غير قابل للشفاء في تلك الأيام ناهيك عن كونه معدياً |
| Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر أن تقنية كهذه ستكلف أكثر مما يمتلكه دزينة من البنوك |
| Bu bilgiyi kamuya açıklamanın nasıl bir panik yaratacağını tartışmaya gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن أن نشر هذه المعلومات للعامة من شأنه أن يثير الهلع الجماعي |
| Ne olduğunu bilmeme gerek bile yok. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج حتى لمعرفة ما هو عليه. |
| - Direksiyon bulmamıza gerek bile kalmaz. | Open Subtitles | نحن لن نحتاج حتى للعثور على عجلة القيادة تحديداً |
| Ne zaman ne istersen alırsın. Söylemene gerek bile yok. | Open Subtitles | وقتما تريدين هذا تحصلين عليه لا يجب عليك حتى أن تطلبي هذا |
| Fakat, geniş bagaj alanı için oldukça memnunum renkli camları söylememe gerek bile yok. | Open Subtitles | ولكنني كنتُ سعيداً بالتأكيد بمساحة الحمولات الواسعة ناهيك عن النوافذ المظللة |
| Davayla bağlantılı olan ata ait diğer özelliklerden... bahsetmeme gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن كلّ الأحصنة الأخرى التي لها سمات مرتبطة بهذه القضية |
| Bu çok cesurcaydı. Seksi olduğunu söylemeye gerek bile yok. | Open Subtitles | كان ذلك شهماً ناهيك عن أن ذلك كان مثيراً |
| Geçen bahar Blair'le öpüşmenden beri kimseyle görüşmediğinden bahsetmeme gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك, أنك لم تواعد أحد منذ قبله بلير الربيع الفائت. |
| Üzerinde bulunan kanlı kapüşonludan bahsetmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن السترة الملطخة بالدماء التي عُثر عليها بحيازته. |
| Milli Güvenlik Teşkilatı, Pentagon, FBI, Dış İşleri CIA'den bahsetmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | وكالة الأمن القومي ، وزارة الدفاع ، مكتب التحقيقات الفدرالي ، وزارة الخارجية ناهيك عن وكالة المخابرات |
| Geçen sefer buna benzer bir şey denediğimizde evrende bir delik açıp senin Dünya'na 50 geçit oluşturduğumuzdan söz etmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن أخر مرة ،حاولنا شيء كهذا فتحنا ثقباً كبيراً في الكون والذي كوّن تقريباً 50 ثغرة إلى أرضك |
| Arkadaşlarınızla daha çok vakit geçirebilir, ailenizle daha yakın olabilirsiniz, işyerinde tehlikeye attığınız milyar dolarlık üretkenlikten bahsetmeme gerek bile yok. | TED | ستكونون أكثر حضورًا مع أصدقائكم، وأكثر مشاركة مع عائلاتكم، ناهيك عن ذكر ملايين الدولارات لتسوية الإنتاجية في أماكن العمل التي يمكنُ تجنبها. |
| Oynadığın insanların golf yeteneklerinden bahsetmeye gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن مستوى الناس الذين تلعب معهم |
| Kişiliğinden bahsetmeye gerek bile yok, çok, çok ilginç. | Open Subtitles | ناهيك عن شخصيتكِ والتي هي شيقة ورآئعة |
| Yolunda giderse üstümdekini çıkarmama gerek bile kalmayacak. | Open Subtitles | فلن أحتاج حتى لخلع قميصي |
| Toz kullanmamıza gerek bile kalmadı. | Open Subtitles | لن نحتاج حتى لوضع أى مواد |
| - Söylemene gerek bile yok. | Open Subtitles | ... حول ليلة أمس - ... لا يجب عليك حتى أن - |