| Yani istihbarat bile yanılıyorsa ona başka bir ad takmamız gerekmez mi? | Open Subtitles | أعني، إذا كانت الاستخبارات خاطئة ألا ينبغي أن نطلق عليها شيء أخر؟ |
| Bir insanın acı çekmesi için hayatta olması gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن يكون الشخص على قيد الحياة ليعاني؟ |
| Bir şeylerin güzel olması için pahalı olması gerekmez. | TED | ليس من الضروري أن تكون الأشياء غالية لتكون جميلة |
| En azından bir sorunu olup olmadığını öğrenmemiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين بأننا يجب علينا على الأقل التأكد بأنه بخير؟ |
| Arka tarafında bir tulumba vardır, yani su için endişelenmeniz gerekmez. | Open Subtitles | توجد مضخه في الخلف, لا يجب عليك ان تقلق حول الماء |
| Bir köle onun kadar güzel olursa, çalması gerekmez. | Open Subtitles | عندما تكون عبدة في مثل جمالها فإنها ليست مضطرة للسرقة |
| Oh. Bu çok tatlı. Bu Ogre'ye iyi duygular beslemeniz gerekmez. | Open Subtitles | كم هذا جميل لا داعي لأن تتوقع السلوك المهذب من غول |
| Şu anda daha önemli bir yerde olman gerekmez miydi? | Open Subtitles | هل من شيء أهم ينبغي أن تفعله الآن؟ إنّه يمقته. |
| Bebeğim, sence de para harcamada biraz daha dikkatli olmamız gerekmez mi? | Open Subtitles | حبيبي ألا تعتقد أننا ينبغي أن نكون أكثر حرصاً على المال ؟ |
| Umarım bunu sordum diye gücenmezsin ama evde olman gerekmez mi? | Open Subtitles | أرجوا أنك لا تمانع سؤالي لكن، ألا ينبغي أن تكون بالبيت؟ |
| Biraz önce yemek yedim, bir saat beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | لقد أكلت لتوي ،أليس من المفترض أن أنتظر ساعة ؟ |
| Hayatta başarılı olmuş biriyle olduğu için mutlu olmaları gerekmez mi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن يكونوا سعداء لأن ابنتهم قابلت شخصاً ناجحاً |
| Hem, ayet numaralarını okuman gerekmez. | Open Subtitles | وأنت ليس من الضروري أن تقرأ أرقام الآيات |
| Benim düşünmem gerekmez. Tek kollu adamları sorgulamanız da gerekmez. | Open Subtitles | وأنت ليس من الضروري أن تستجوب الرجال وحيدي الذراع. |
| Acının fark edilmesi için sözler gerekmez, en azından bazıları için. | Open Subtitles | الألم اللذي يجب علينا الحديث عنه و اللذي لم يناقشه أحد |
| Sizin de Gordon Jenkins gibi olmaya çalışmanız gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب عليك أن تُحاول أن تُصبح مثل جوردون جانكينز؟ |
| Ah hadi. Benim için böyle bir şey yapması gerekmez. Rahat olalım. | Open Subtitles | هيا، ليست مضطرة لتفعل ذلك من أجلي، دعنا من هذه الشكليات |
| Taş olması gerekmez, lanet bir not yazabilirsiniz. | Open Subtitles | لا داعي لأن ترموا حجرة أكتبوا رسالة لعينة |
| Dünyanın öbür ucunda saklanıyor olmamız gerekmez miydi? | Open Subtitles | ألا يجدر بنا أن نختبئ في النصف الآخر من العالم ؟ |
| Pazartesiler salılardan farklıdır. Çok fazla yalan söylemen gerekmez. | Open Subtitles | أيام الإثنين دائماً ما تختلف عن أيام الثلاثاء فلست مضطراً للكذب كثيراً |
| Demek istediğim, bütün aşk öykülerinin masalsı trajediyle bitmesi gerekmez. | Open Subtitles | ما أعنيه، لا تنتهي كل القصص الرومانسية بالضرورة بفاجعة ملحمية |
| Hepimizin tam zamanlı olarak bunun üzerinde çalışmamız gerekmez mi? Sakin, Romeo. | Open Subtitles | بالضبط ، اليس من المفروض أن نشتغل بدوام كامل على هذا ؟ |
| Ona fikrini sormadan önce kendi fikrimizi bilmemiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يفترض أن نتأكد من رأينا قبل أن نسأله رأيه؟ |
| Bu hakikaten harika bir özellik ve bunun için özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | و هذه فعلا سيماء باهرة ، و لست مضطرا للإعتذار من أجلها |
| Evet, ama daha önce Profesör Moriarity'den kurtulmamız gerekmez miydi? | Open Subtitles | نعم,ولكن ألا يجب ان نتخلص اولا من الأستاذ مورياتى ؟ |
| Siyah güzeldir. Her gün buraya gelip, bu adamlardan iş dilenmeniz gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك ان تأتى إلى هنا تتوسل إلى هؤلاء الناس ليعطوك وظيفة |