| Erken çıkması gerekmiş anlaşılan. | Open Subtitles | اضطر للمغادرة باكراً أليس كذلك؟ |
| Temizlikçinin, buraya ne park etmişse, etrafından dolaşması gerekmiş. | Open Subtitles | كناس الشوارع اضطر للألتفاف حول ... ايا كانت التي كانت واقفة هنا |
| Biliyorum. Seattle'a dönmesi gerekmiş. İşte bir sorun çıkmış. | Open Subtitles | أعلم، اضطر إلى العودة إلى "سياتل" فثمة أزمة في العمل |
| Konu matematik olsa da ilk önce iyi konuşmayı öğrenmeleri gerekmiş. | Open Subtitles | كان عليهم تعلم التكلم جيداً حتى إن كان الأمر متعلقاً بالرياضيات |
| Bağırsağın bir kısmını almaları gerekmiş ama diğer her şey şu ana kadar iyi görünüyormuş. | Open Subtitles | كان عليهم استئصال جزء صغير من الأمعاء, ولكن كل ماعدا ذلك يبدو جيدا حتى الآن. |
| Dava edilmiş. İfade vermesi gerekmiş. | Open Subtitles | لذلك تم استدعاؤة للمحكمة وأضطر للإدلاء بشهادته |
| Dava edilmiş. İfade vermesi gerekmiş. | Open Subtitles | لذلك تم استدعاؤة للمحكمة وأضطر للإدلاء بشهادته |
| Zavallı hayvana fitil vermeleri gerekmiş. | Open Subtitles | لقد اضطروا لإخضاع ذلك الشيء المسكين للمخدر. |
| Biliyorum. Seattle'a dönmesi gerekmiş. İşte bir sorun çıkmış. | Open Subtitles | "أعلم، اضطر إلى العودة إلى "سياتل فثمة أزمة في العمل |
| Belli ki hayatta kalmak için öldürmesi gerekmiş. | Open Subtitles | ليعيش لا بد أنه اضطر للقتل |
| Doktora gitmesi gerekmiş. Defolun şeytanlar! | Open Subtitles | اضطر أن يذهب إلى الطبيب |
| Daha beter hâle getirebilmeleri için önce iyileştirmeleri gerekmiş. | Open Subtitles | كان عليهم أن يجعلوه أفضل حتى يتمكنوا من جعله أسوأ |
| Quinby'de acil iniş yapmaları gerekmiş. | Open Subtitles | كان عليهم القيام بهبوط اضطراري في (كينبي) 0 |
| Kapakçığı onarmak için kalbini vücudundan dışarı çıkarmaları gerekmiş ama işlem çok iyi geçmiş. | Open Subtitles | لقد اضطروا لإخراج قلبها خارج جسدها لاصلاح الصمام، ولكن العماية جرت بشكل سلس. |