| Kim bana sokakta yürüyen bir kadın gördüğümde arkamı dönüp kalçasına bakmam gerektiğini söyledi ki? | TED | مثل، الذي قال يجب أن أرى امرأة تمشي في الشارع، لألتفت وأمعن النظر في خلفيتها؟ |
| Kendim gitmem gerektiğini söyledi, ona başka ne diyebilirdim? | Open Subtitles | قال أنني يجب أن أذهب شخصيا ماذا بامكاني القول له غير هذا؟ |
| Dr. Sandram östaki borumdaki enfeksiyonlardan kaçınmak için takmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | الدكتور ساندرام قال لي بأن البسها لحماية القناة السمعية من الضوضاء |
| Benimkinin iyi olduğunu, bende potansiyel olduğunu ve kursa gitmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أن عملي كان جيداً جداً، وأنني أمتلك الكثير من القدرات وعليّ أن ألتحق بالمسار. |
| Baban, bakire mumlarını kiliseye götürmen gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أبوكى يقول يجب أن تأخذى شموع العذراء للكنيسة |
| Ona ceketi giydirmemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أننا يجب أن نقيده بالسترة. |
| Tatlı çocuk geminin patlaması için bu çubuğu tutmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | الولد الوسيم قال أنه عليّ حمل هذه العصا لتدمير السفينة |
| Puro, batı işlerini yapmak için batı tipi kıyafetler giymemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | بيرو قال, يجب أن نرتدي فقط ملابس غربية للعمل الغربي |
| Ve bu da iyi haber tesisatçı tüm boruların değişmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وهذه هى الأخبار السارة السمكرى قال يجب أن نستبدل كل الأنابيب |
| Kendim gitmem gerektiğini söyledi, ona başka ne diyebilirdim? | Open Subtitles | قال أنني يجب أن أذهب شخصيا ماذا بامكاني القول له غير هذا؟ |
| Hayır, gitmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لا. قال لي بأن أذهب |
| Hayır, ben 8 yaşındayken annem öldü, babam da bana yaşamın kısa olduğunu ve her zaman ona bir anlam katmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لا، عندما كنت بعمر 8 سنوات ماتت أمي وأبي أخبرني أن الحياة شيء قصير |
| Gunther, kafese hayvanın sevdiği bir şey koymam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | (جانثر) يقول يجب أن تضع شيئًا تُريده الحيوانات في القفص. |
| Bekleyip, görmemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أننا يجب أن نتمهل ونرى ماذا سيحدث |
| Bana, gidip ressam Isaac'i görmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه عليّ أن أذهب لاٌقابل (أيزاك) الرسّام |
| Onu öylece bırakıp doğal olarak ölmesine izin vermemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أن علينا أن نتركه, لكي يموت طبيعياً. |
| Her nasıl yaparsak yapalım bu seneyi 300'ün altında tamamlamamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه علينا أن ننهي السنة بـ300 بِغضّ النظر عن كيفيّة إنجاز ذلك |
| Biriyle konuşması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ عليه التحدّث مع شخص ما. |
| - Sizinle tanışmamız gerektiğini söyledi. - Evet, Tony nerede? | Open Subtitles | قال اننا يجب ان نتعامل مع بعضنا نعم , واين تونى؟ |
| Hayatımın sonraki üç yılını burada harcamak istediğime emin olayım diye ama bana bir hafta düşünmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال انه يجب ان أفكر لمدة أسبوع لأتأكد اننى أريد قضاء ثلاث أعوام القادمه من حياتى هنا |
| Annemin kefaleti için yüz bin dolar bulmamız gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال علينا دفع الكفاله التى تقدر بمليون دولار |
| Ne dedi peki? Kısaca, bu düşüncelerden kurtulup, yapmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال لي أنه يجب علي أن أتخطى هذه المرحلة و أفعلها معها |
| - Doktor içmem gerektiğini söyledi. - Hamile olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | الدكتور قال يجب ان تقومي بأكل هذه - هل يعلم انكِ حامل؟ |