| İkinizinde zihinsel sınırlılıkları düşünüldüğünde... Eminim ki kaygılanmamı gerektirecek bir şey yoktur. | Open Subtitles | بما أنّ لكليكما تفكيراً محدوداً فأنا متأكّدة أنّه لا يستدعي القلق |
| Yani artık bu her neyse ve aslında henüz elle tutulur bir şey yok ama pişmanlık hissetmeni gerektirecek bir şey değil. | Open Subtitles | ..أيّاً كان هذا ..وفي الواقع، لا يعتبر شيئاً بعد.. ولا شيء يستدعي شعوركِ بالذنب.. |
| Herkes hemen dursun! Kaba olmayı gerektirecek bir durum yok. | Open Subtitles | توقفوا جميعاً فوراً ليس هناك داعي للهمجية |
| Bana yalan söylemesini gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك داعي ليكذب علي |
| Hayır. Endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | كلاّ، هذا لا يعنيكِ لتقلقي بشأنه |
| Bir şey gördüyseniz, herhangi bir şey duyduysanız önemsiz bir şey bile olsa, şüphelenmenizi gerektirecek bir şey... | Open Subtitles | لو كنتِ قد رأيتِ شيئاً أو سمعتِشيئاً... حتى أقل شئ يمكن أن يدفعكِ للشك فيه |
| - Yok, beni gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا,الامر لا يستدعي حضور الكابتن |
| Endişelenmemi gerektirecek bir durum var mı? | Open Subtitles | هل من شيء يستدعي قلقي؟ |
| Endişelenmeni gerektirecek bir şey demedim. | Open Subtitles | لا شيء يستدعي القلق. |
| Gergin olmanı gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد هناك داعي للتوتر |
| Endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك داعي لقلقك |
| Hayır. Endişelenmeni gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | كلاّ، هذا لا يعنيكِ لتقلقي بشأنه |
| Endişe etmeni gerektirecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس عندّكِ شيء لتقلقي بشأنه |
| Merak etmeyi gerektirecek bir şey yok. Öksürüyorum sadece. | Open Subtitles | لا شيء لتقلقي بشأنه انها قحه |
| Bir şey gördüyseniz, herhangi bir şey duyduysanız önemsiz bir şey bile olsa, şüphelenmenizi gerektirecek bir şey... | Open Subtitles | لو كنتِ قد رأيتِ شيئاً أو سمعتِشيئاً... حتى أقل شئ يمكن أن يدفعكِ للشك فيه |