| Ama tek başımıza geri getirmeye çalıştıklarımız onların hepsi yine öldü. | Open Subtitles | ولكن الشخص الذي حاولنا إعادته للحياة جاءوا ميتين |
| Onu geri getirmeye çalışıyorlar şu anda. | Open Subtitles | و هم يحاولون إعادته إلينا الآن |
| Karşılığında hafızanı geri getirmeye çalışacağız. | Open Subtitles | في المقابل نريد أن نحاول إرجاع الذاكرة لك |
| Adamlarımı sağ salim geri getirmeye. | Open Subtitles | محاولاً إرجاع رجالي سالمين |
| Verileri geri getirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لذا أنا أعمل على إعادة المعلومات. |
| Onu geri getirmeye karar verirsen, yolculuğunun kolay olmayacağını bil. | Open Subtitles | إذا قررتي اعادته أعلمي تماما أن رحلته لن تكون سهلة |
| Seni geri getirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول إعادتك |
| Beni geri getirmeye çalışmayacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | عليكَ أن تعدني بأنكَ لن تحاول إعادتي إلى الحياة |
| Onu yaşayanların dünyasına geri getirmeye niyetliyim... | Open Subtitles | أنا عازم على إرجاعه إلى حالته الطبيعية |
| İzinsiz ödünç aldım ama geri getirmeye niyetliydim. | Open Subtitles | ،استعرته استعرته بدون إذن لكن بنية إعادته إليك - لكنك لم تفعل - |
| Birinin onu geri getirmeye çalışacağından korkuyordu belki de. | Open Subtitles | أظنها كانت خائفة أن يحاول أحدنا إعادته |
| Hain olmasına rağmen Colin'i geri getirmeye çalıştık. | Open Subtitles | (حاولنا إرجاع (كولين حتى مع كونه خائناً |
| Farklılıklarınızı bir kenara bırakmanızı ve A. Copeland'i geri getirmeye odaklanmanızı istiyorum | Open Subtitles | أتوقع منكم ان تضعوا الخلافات جانباً و ركزوا على إعادة (آنا كوبلاند) و ابنها |
| Mini Ray'le ikimiz geminin gücünü geri getirmeye çalışacağız. | Open Subtitles | أنا و(راي) الصغير سنعمل على إعادة تشغيل كهرباء السفينة. |
| Ama iki arkadaşları "Esneklik" ve "Dikkafalılık" onu geri getirmeye niyetliydiler. | Open Subtitles | لكن كان هناك اثنين من أصدقاءه وهما العنيد والمَرِن مصممين على اعادته |
| Daha sonra, yüce Tanrı'nın izniyle, onu geri getirmeye çalışacağız. | Open Subtitles | وبعد ذلك بمشيئة الرب سوف نحاول اعادته |
| Bu artık yeterli değil. Bırak Damon seni geri getirmeye çalışsın. | Open Subtitles | هذا لم يعُد كافيًا، دعي (دايمُن) يحاول إعادتك. |
| Seni geri getirmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاولون إعادتك إلى الحياة |
| Haklıydın. O yüzden durma. Eski beni geri getirmeye çalışmaya devam et. | Open Subtitles | كنت محقًّا، فتفضّل وواصل محاولة إعادتي لشخصيّتي السابقة |
| Evet ama beni geri getirmeye de yardımcı oldun. | Open Subtitles | أجل، كما أنك ساهمت في إعادتي للحياة |
| Onu yaşayanların dünyasına geri getirmeye niyetliyim... | Open Subtitles | أنا عازم على إرجاعه إلى حالته الطبيعية |