| Onunla evlenir evlenmez hayatının geri kalanı için cömertliğinden faydalanacaksın. | Open Subtitles | سوف تستفدين من هذة الكرامة لبقية حياتك ، حينما تتزوجون |
| Dünyanın geri kalanı için durumu değiştirecek şey Amerika'da üretilen sistemlerden uzak durmak olacaktır. | TED | ما يحدث لتغيير الوضع لبقية العالم هو محاولة للابتعاد من النظم التي بنيت في الولايات المتحدة. |
| Bu insanlar için gerçek sorunları çözdüğümüzde aynı zamanda dünyanın geri kalanı için de çözmüş oluyoruz. | TED | وعندما نحل المشاكل الحقيقية للناس، فإننا نحلهـا لبقية العالم في الوقت نفسه. |
| Önemli olan, benim yeni güç nasıl çalıştığını anlamaya var, ya da ben hayatımın geri kalanı için bu bodrum katında kendimi kilitlemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | هذا ليس بيت القصيد ، بيت القصيد إلى أن أعرف كيف تعمل قوتى الجديدة سأغلق على نفسي فى الأسفل هنا بهذا القبو لباقي حياتى |
| Bir oyun daha oynayabilir miyiz, dünyanın geri kalanı için? | Open Subtitles | ممْكِنُ نَلْعبَ مرة ثانية لبقيّة العالمِ؟ |
| Hepinizden sezonun geri kalanı için de... ..hazır bulunmanızı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أريدكم أن تعتبروا أنفسكم مستمرين في وظائفكم لبقية العام |
| Hepinizden sezonun geri kalanı için de hazır bulunmanızı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أريدكم أن تعتبروا أنفسكم مستمرين في وظائفكم لبقية العام |
| Ayrıca haftanın geri kalanı için de harika planlarım var. | Open Subtitles | لدي العديد من الأمور الرائعة خططت لهـا لبقية الأسبوع |
| Bir çeşit canlanmadır o. Haftanın geri kalanı için depomuzu iman ile doldurmak gibi bir şey. | Open Subtitles | أنه يماثل شحن البطاريات أو التزود بالوقود بالإيمان لبقية الأسبوع |
| Ve hayatının geri kalanı için bu değerli taş arkandan sürüklenecek. | Open Subtitles | وأنا أعدك أن هذا النجم سوف يثقلك لبقية حياتك |
| Üzüntüsü geçtiği zaman hayatının geri kalanı için daha iyi bir insan olmayı becerebilecek. | Open Subtitles | وعندما تكون مستاءة جداً سيجعلها هذا شخصاً أفضل لبقية حياتها |
| Pekala öyleyse. gecenin geri kalanı için hizmetim gerekmiyor. | Open Subtitles | حسناً، خدماتي لم تعد مطلوبة لبقية المساء |
| Gördüğün gibi, tamamen müsaitim, hayatımın geri kalanı için, maalesef tamamen müsaitim. | Open Subtitles | كما ترين أنا متفرغٌ تمام حرٌ بشكل ميئوس منه لبقية حياتي |
| Yarın bir banka çeki alacağım ve testin geri kalanı için laboratuara göndereceğim. | Open Subtitles | سأعمل شيك مصدق غدا .وارسله للمختبر لبقية الفحص |
| Hayatının geri kalanı için, hafif silahlar satmaya devam etmek zekice mi? | Open Subtitles | أمن الذكاء مواصلة بيع الأسلحة الصغيرة لبقية حياتك؟ |
| Şu an kentin geri kalanı için kontrol noktaları hazırlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أحدد نقاط التفتيش لباقي المقاطعات حالياً |
| Ne var ki şehir sadece 1.100 ton un tüketti... ve bu da işçiler için 400 gramlık nufusun geri kalanı için de 200 gramlık ekmek istihkakıdır. | Open Subtitles | لكن المدينة تستنفذ 1,100طنا من الدقيق يوميا هنالك 200 غرام اذا, لباقي السكان |
| Haftanın geri kalanı için de tahminim güneşli, güneşli, güneşli olacağı yönünde. | Open Subtitles | و توقعي لحالة الطقس لباقي الأسبوع مشمس ، مشمس |
| Bu anlamda, bizim için hakkında hiç düşünmediğimiz şeyleri görmeyi tanımlıyordu ve bu, görevin geri kalanı için çok tanımlayıcı bir şeydi. | Open Subtitles | وصف الإحساس برؤية أشياء نحن لم نفكّر بها ذلك كان مميز جدا لبقيّة المهمّة |
| Ve geri kalanı için görüşmelere çoktan başladık. | Open Subtitles | و حالياً نحن في مفاوضات بالنسبة للبقية |
| Bu, dersi üçüncü kez ekişin bu yüzden, haftanın geri kalanı için sana ceza vermem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنآ, هذه المره الثالثه التي تتغيبي عن الرياضه. أذا سأعطيكِ أحتجاز لبقيه الأسبوع |
| geri kalanı için biz ilgileniriz. | Open Subtitles | نحنُ سنقوم بالباقي |