| 10 tane yaşayan ve kendi kendine hareket eden tezgah getirdiğimde fuar alanında, John hemen yanımdaydı, ve "Hmm. Hmm." gibi bir şey | TED | عندما أحضرت المقاعد العشره ذاتيه الحركه إلي غرفه العرض، كان جون بجانبي، وكان يهمهم. |
| Kahvesini getirdiğimde, bilgisayarın konuştuğunu duydum. | Open Subtitles | عندما أحضرت له قهوته سمعت الحاسوب يتحدث معه |
| Bir sonraki sefer, yarım milyon getirdiğimde daha önce yaptığım gibi yaptığımı düşünecekler. | Open Subtitles | وفي الرحلة الأخرى ، عندما أحضر النصف مليون سيبدو أني أقوم بنفس ما فعلته المرة السابقة |
| Parayı ilk getirdiğimde kontrol ederler ve on bin doları gönderdiğin birine verdiğimi görürler. | Open Subtitles | ..في المرة الأولى سوف يراقبون ويروني أسلم الـ 10.000 لشخص ما |
| Arabamı size getirdiğimde böyle bir çizik yoktu. | Open Subtitles | سيارتي لم يكن بها هذا الخدش عندما أحضرتها هنا |
| Onu getirdiğimde bir şeyi yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هنالك خطب بها عندما احضرتها |
| Ama ikimiz de biliyoruz ki onu sana getirdiğimde içinde doğan ilk dürtü boğazını deşmek olmuştu. | Open Subtitles | على حين يعلم كلانا أن أوّل شيء خطر في بالك... حين قدّمته لك، هو انتزاع رقبته. |
| Henry'yi Eureka'ya ilk getirdiğimde Atomaltı Rekonstrüktif Taşıyıcı üzerinde çalışıyordum. | Open Subtitles | عندما أحضرت هنري ليوريكا كان ليعمل على النقل الذري الآلي في تلك الغرفه |
| Annemle babamı oteline getirdiğimde seni görmek istedim ama sen dışarı çıkmışsın. | Open Subtitles | عندما أحضرت أبوايا للفندق. طلبوا رؤيتكِ ، لكنكِ كنت بالخارج. |
| O gece, ızgaraları getirdiğimde bayan da yatakları getirmiş ve alkışlayıp, şarkı söylemeye başlamıştı. | Open Subtitles | تلك الليلة عندما كنت أجهز المشاوي ..و عندما وصلتما عندما أحضرت السيدة الفراش و بدأت تصفق و تغني |
| Şirkete ilk müşterimi getirdiğimde. Hatırladığım kadarıyla senin yapmadığın bir şey. | Open Subtitles | لقد كان الأمر عندما أحضرت أول موكل ، و الذي أتذكر عدم قيامك به |
| Bu sabah sana çörek getirdiğimde yüzündeki o bakışı gördüm. | Open Subtitles | رأيت تلك النظرة على وجهك عندما أحضرت لك الكعك صباح اليوم |
| Beyefendiye çay getirdiğimde, kız kardeşi de odadaydı. | Open Subtitles | عندما أحضرت له الشاي أخته كانت هناك. |
| Yığınlarca silahı getirdiğimde anlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما أحضر الكثير من الأسلحة، سترين |
| -Seni seviyorum. -Beni hep yemek getirdiğimde seviyorsun. | Open Subtitles | -لكنك تحبني دائمًا عندما أحضر الطعام |
| Böylece bir gün bu mesajı getirdiğimde, bana inanacaktınız. | Open Subtitles | لكي يأتي اليوم الذي أسلم فيه الرسالة وتصدقونها |
| - Üçünüz nasıl tanıştınız? Leanne, gazetesini getirdiğimde benimle flört ederdi. | Open Subtitles | (ليان) كانت تغازلني دوماً عندما كنت أسلم لها الأوراق |
| Aslında, onu buraya ilk getirdiğimde öyleydi. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كانت صغيرة عندما أحضرتها إلى هنا |
| Onu getirdiğimde bir şeyi yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هنالك خطب بها عندما احضرتها |
| Ama ikimiz de biliyoruz ki onu sana getirdiğimde içinde doğan ilk dürtü boğazını deşmek olmuştu. | Open Subtitles | على حين يعلم كلانا أن أوّل شيء خطر في بالك... حين قدّمته لك، هو انتزاع رقبته. |