| Peter Vincent'i bizim eve getirmeni istiyorum-- sadece ikiniz. | Open Subtitles | اريدك ان تحضر انت و بيتر فنسنت لمنزلي.انتما الاثنين فقط |
| Eğer susamışsam, bana su getirmeni istemem. | Open Subtitles | إذ كنتُ عطشة لا اريدك ان تحضر لي كأس من الماء |
| Senden bir şey getirmeni istedik, bir şey bırakmanı değil. | Open Subtitles | أردناك أن تجلب شيء من عنده لا أن تترك شيء |
| Bana en çok satan 20 mortgage bonosunu getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجلب لي أعلى عشرون في بيع سندات الرهنية |
| Bana bir latte getirmeni. | Open Subtitles | أود أن تحضري لي قهوة بالحليب هل لديك مانع؟ |
| getirmeni istedigim gazete o mu? | Open Subtitles | هل هذه هي الجريدة التي طلبت منك أن تحضرها لي يا أوتس؟ |
| Eğer susamışsam, bana su getirmeni istemem. | Open Subtitles | إذ كنتُ عطشة لا اريدك ان تحضر لي كأس من الماء |
| Oh, pardon oğlum, senden en üstteki raftan kiremit getirmeni istemiştim. | Open Subtitles | آسف يا بني ، أردتك أن تحضر لي كومة القرميد من الرف العلوي |
| Bana Darling Yatırım'ın son 5 yılının kar ve zarar raporlarının kopyalarını getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أرغب منك أن تحضر لي بعض النسخ من احصائيات الربح و الخسارة لجميع مشاريع عائلة دارلنغ في الخمس سنوات الماضية |
| Büyükannem ben doğduğumda sana, gidip babamı getirmeni söylemiş. | Open Subtitles | جدتي قالت أنه عندما وُلِدت أخبرتك أن تحضر أبي |
| Tüm bitkileri, serumu ve araştırma notlarını bulup getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تجلب تلك المواد المصل وكل ما يتعلق بالتجربة |
| Kamyonetleri alıp Meksika sınırına götürmeni ve dürüst yevmiyeye çalışmaya istekli yasa dışı göçmenleri bana geri getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ الشاحنات وتعبر حدود المكسيك وأريدك أن تجلب لي بعض المهاجرين غير الشرعيين مستعدون للعمل بأجر يومي |
| Bana evden biraz ilaç getirmeni isteyecektim. | Open Subtitles | أتمنى لو طلبت منك أن تجلب لي بعضاً من هذه الأقراص من الوطن |
| Senden, o ganimeti bana getirmeni istiyorum. O ganimet, beni yok etmek isteyen güçlerden uzak tutulmalıdır. | Open Subtitles | أريد منك أن تحضري القلب لأن هذا يجب حمايته و يجب استخدامه |
| Bembeyaz kağıtlarımızdan getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | وأريدك أن تحضري الأشياء الحقيقية , أحضري ورقة من النوع الأفضل في المخزن |
| getirmeni istediğim takım elbise nerede? | Open Subtitles | أين تلك البدلة التي طلبت منك أن تحضرها ؟ |
| Güvenli eve getirmeni istediğim bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك شيء آخر أريدك أن تجلبه معك للبيت الآمن |
| Onlardan kamyon dolusu buraya geri getirmeni istiyorum, beni duyuyor musun? | Open Subtitles | أريدك أن تحضرهم إلى هنا وهم يملأون الشاحنات, أتسمعني؟ |
| Bana bir şey getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أنتَ تؤذيه أريدكِ أن تُحضري لي شيئًا |
| Senden senaryo yazmanı ve 1 saat içinde bana getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أرغب منك أن تكتبي لي نصاُ أحضريه إلي خلال ساعة |
| Onu buraya getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | إنه يظن نفسه أكثر ذكاءً. أريدكِ أن تحضريه. |
| - Ne yalanı? Dr. Bruner'in senden onu buraya getirmeni istediği, palavra. | Open Subtitles | قلت بأن الدكتور برونر طلب منك أن تحضره معك إلى هنا،هذا هراء |
| Bay Rochester akşam yemeğinden sonra Adèle'yi misafir odasına getirmeni istiyor. | Open Subtitles | -ميس اير ، مستر روتشيستر -يتمنى أن تحضرى آديل الى الصالون بعد العشاء |
| Şehre inip posta kutumdakileri getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى مركز المدينة وتجلب الأغراض من صندوق بريدي |
| Bu aletleri buraya getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | -نعم، أذكر هذه هي الأدوات التي أريدك أن تحضريها |
| -Onu bu yüzden buraya getirmeni istiyorum. -Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أريدك أن تجلبها لا اعتقد أن هذه فكره جيده |
| İşte çikolatalarım. Sana benim için getirmeni söylediğim çikolatalar. | Open Subtitles | و هاهي شكلاطتي ، الشكلاطة التــي طلبت منك إحضارها لي |