| Sadece tifüsün gettoya kapatılamayacak ve insanları bir afet gibi yok edecek kadar tehlikeli bir hastalık olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | كل ما أعلمه أن التيفوئيد مرض خطير ويحصد الناس مثل الطاعون ولا يمكن منعه من الانتشار خارج الحي اليهودي |
| Ama gettoya tıkılan onca insanı düşünsenize. | Open Subtitles | ولكن تخيل كمية كبيرة من الناس محشورة في الحي اليهودي |
| gettoya giden bu gizli yolu sadece onlar bildiğinden hayatımız bu iki lağım işçisinin merhametine kalmıştı, diyor. | Open Subtitles | وكنا تحت رحمة عاملين المجاري لانهم فقط من كان يعرف شبكة مجاري الحي اليهودي |
| Biz Komisyon'da gettoya erzak tedariki için elimizden geleni yaptık. | Open Subtitles | نحن في المفوضية... حاولنا جهدنا لاطعام الحي اليهودي |
| Bu zavallı adam gettoya gidip karısını aramak istiyor. | Open Subtitles | هذا المسكين يريد أن يذهب ويبحث عن زوجته في الـ "غيتو" |
| Ben de öylece gettoya girdim, diyor. | Open Subtitles | فواصلت مسيرتي في الحي اليهودي |
| gettoya mı? | Open Subtitles | إلى الـ "غيتو" ؟ |