| - Bir grubun üyesiydiler. Gezgini korumaya yemin etmiş bir grup. | Open Subtitles | لقد كانوا جميعاً جزءاً من المجموعة التي أقسمت على حماية المسافر |
| Gezgini kontrol etmek için oraya gitmelisin. | Open Subtitles | أنت بحاجة لأخذه إلى هناك من أجل السيطرة على المسافر |
| Gezgini yolda kanarken görür koşulları veya onun getireceği zorlukları düşünmeden yardım etmek için durur. | Open Subtitles | ورأى المسافر الذي ينزف الدماء فقام بمساعدته بدون تردد أو تفكير بما قد يسببه له ذلك من مشاكل |
| Yani bunun manası, başka bir zaman Gezgini daha olabilir. | Open Subtitles | هذا يعني أنه قد يكون هناك مسافر عبر الزمن آخر |
| Kocam bir zaman Gezgini, ama bunu kimseye anlatamıyorum. | Open Subtitles | زوجي مسافر عبر الزمن لكني لا أستطيع إخبار أي أحد |
| Bence Bay Dünya Gezgini goril kıza abayı yaktı. | Open Subtitles | أعتقد أن "الرحالة العالمي" قد أعجب بفتاة الغوريلا |
| Bir 10. yüzyıl Gezgini Çarşıların zenginliği ve güzelliği"nden bahsederken, "ilin ve yörenin geliri 700 ve 800 milyon dinar arasındaydı" demektedir. | Open Subtitles | تكلم رحّالة من القرن العاشر عن ثروات وجمال الأسواق وأنّ دخل المقاطعات والضواحي |
| Doğa Gezgini jargonu. | Open Subtitles | هذه جملة خاصة بالمسير. |
| Gezgini karşılamaya hazırlanıyordunuz. | Open Subtitles | لقد كنتم تستعدون لاستقبال المسافر |
| Gezgini sadece kendi amaçların için kullanmak istiyorsun. | Open Subtitles | لقد أردت المسافر لنفسك لمكاسبك الشخصية |
| Başka kim Gezgini biliyor olabilir? | Open Subtitles | إذن من أيضاً قد يعرف بأمر المسافر ؟ |
| Gezgini tanıyan ve onu yok etmeye çalıştığını bilen biri. | Open Subtitles | ...شخص يعرف بأمر المسافر والذي حاولت تدميره... |
| Gezgini kontrol eden aygıt nerede? | Open Subtitles | ،الجهاز الذي يسيطر على المسافر أين هو ؟ |
| "Bu yaşam kargaşası içinde ruhlar aleminin Gezgini olup yolumu bulmaya çalışmak kaderim mi?" | Open Subtitles | هل مصيري الا أكون سوى مسافر دائم الترحال لا هوادة للتراخي في طريقي عبر هذه الاضطرابات المهلكة؟ |
| Tamam. Dünya Gezgini! Bay Markham öyle diyordu. | Open Subtitles | هذا صحيح مسافر حول العالم هذامايسميهالسيد"ماركام" |
| Çok romantik, kitaptaki gibi zaman Gezgini gelecekten gerçek bir aşk işareti gönderdiğinde prensesin onun beklediği, büyük topun olduğu yere ulaşması gerekir. | Open Subtitles | رومنسي للغاية, كما في الكتاب عندما يرسل مسافر الزمن علامات على الحب الحقيقي للمستقبل والأميرة عليها الذهاب إلى أرض الكرة حيث ينتظرها |
| Tabii Doyle'un bahsettiği diğer zaman Gezgini değilse! | Open Subtitles | إلا لو كان هو الأخر مسافر عبر الزمن! هذا الذي كان "دويل" يتحدث عنه |
| Hey. Selam, dünya Gezgini. | Open Subtitles | هاي مسافر حول العالم |
| Biz bir grup zamane Gezgini değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا مجموعة من الرحالة الجدد |
| Bağdat, öylesine kültürlü ve canlı bir şehirdi ki, zamanın bir Gezgini,... | Open Subtitles | كانت "بغداد" مدينة ثقافية وحيوية لدرجة أن رحّالة في ذلك الوقت |
| Doğa Gezgini jargonu. | Open Subtitles | هذه جملة خاصة بالمسير. |