| Aynı güne randevu alırız. Çok güzel olur. Ailece dışarı çıkmışız gibi olur. | Open Subtitles | سنحدد موعدا لنفس اليوم سيكون الوضع على ما يرام سيكون مثل النزهة العائلية |
| Bu bir keşin satıcısını ezmesi gibi olur. | Open Subtitles | اللعنة ذلك سيكون مثل المدمن الذى يقتل من يعطيه مخدراته |
| Ama beni başkasıyla görürse, sanki kapı kapandı diyormuşum gibi olur. | Open Subtitles | لكنها إن رأتني مع واحدة أخرى سيكون كما لو قلت لها أن الباب أغلق |
| Bizi geri püskürtürlerse duvar gibi olur. Ordu parçalanır. | Open Subtitles | إذا دفعونا للخلف ستكون مثل الحائط , الجيش سيتمزق |
| Bizi onlara götürürsün ya da sonun kafesteki arkadaşın gibi olur. | Open Subtitles | سوف تأخذنا لهم أو سوف ينتهي بك الأمر مثل صديقك في قفص. |
| Bu, birinin küllerini sürekli yanında taşımak gibi olur. | Open Subtitles | سيكون بمثابة انك تحمل معك جرة تحتوي رفاة شخص ما اينما ذهبتr. |
| Tabii, bunu yapabiliriz. Hapishane gibi olur. | Open Subtitles | يمكننا ذلك بالتأكيد ولكنه سيكون مثل السجن تماماً |
| Dört tekeri inik 57 model bir Cadillac'ı çekmek gibi olur. | Open Subtitles | هو سيكون مثل سحب سيارة بأربع عجلات فارغة من الهواء. |
| Evde yaşananları öğrendiklerinde, ortalık Frankenstein filmindeki gibi olur. | Open Subtitles | عندما يكتشفون ماذا يدور فى هذا المنزل سيكون مثل فرانكشتين |
| O da bunun gibi olur. Sadece sen bikini giymiş olursun. | Open Subtitles | سيكون مثل هذا الا انت ستكونين بملابس السباحة |
| Kız olursa ona mutlulukla bağlanırsın ve her şey eskisi gibi olur. | Open Subtitles | إذا كانت فتاةً، يمكنكِ الزواج منهُ بسعادة وكل شئ سيكون كما كان من قبل |
| Ayrıca, yeni araba kokusu kızartma yağı gibi olur. | Open Subtitles | بالاضافة إلي أن رائحة السيارة الجديدة ستكون مثل البطاطس المقلية |
| Bizi onlara götürmezsen sonun kafesteki arkadaşın gibi olur. | Open Subtitles | سوف تأخذنا لهم أو سوف ينتهي بك الأمر مثل صديقك في قفص. |
| - Cennet gibi olur. | Open Subtitles | هذا سيكون بمثابة النعيم. |
| Sana sadece biraz reçine lazım, sonra yeni gibi olur. | Open Subtitles | أنتلاتحتاجالا لبعضالصمغمنالأشجار, وستكون جيدة كالجديدة. |
| Hepimiz bir yöne gidersek tıpkı eski günlerdeki gibi olur. | Open Subtitles | ان اخذ كل منا اتجاه مختلف ستكون كالأيام الخوالي |
| Senin için tek aşk hayatının kalanında evde yemek gibi olur. | Open Subtitles | الحب الاوحد بالنسبة لك سيكون كأنك تاكل فى منزلك لبقية حياتك. |
| Bu noktaya kadar gelebilse bile bir şans buraya kadar sızabilse bile bu alarm sistemi sayesinde, tuzağa düşmüş fare gibi olur. | Open Subtitles | إنْ نجح حتى فى تحقيق مأربه البعيد. إنْ سنحت له فرصة ضئيلة قد ينجح فى التسلل مع كل تلك الأنظمة الأمنية فى موقعها الصحيح سيصبح مثل جُرذ فى شَرَك. |
| Her şey olması gerektiği gibi olur. | Open Subtitles | كلّ شيء سيعمل بالطريقة التي من المفترض أن يعمل بها |
| İşimi biraz hafifletseydim seni biraz daha fazla görseydim, eskisi gibi olur muydu? | Open Subtitles | إذا رأيتك أكثر هل يمكن أن يكون مثل ما تريدين؟ أنا لا أعرف |
| Seni unuttuğunda ise hava buz gibi olur. | Open Subtitles | و من ثم ينساك , و هذا أمر فيه الكثير من الجفاء |
| Bu onlara tokat gibi olur. | Open Subtitles | سيخبطون على صدورهم فى نوبه جنون |
| Eğer sen sıvı gibi olur ve adapte olmayı öğrenirsen...i | Open Subtitles | لو تعلمت ان تكون مثل المياه تتكيف مع اي اسلوب |
| Dolarları birbirine dönük taşıyamaz çünkü öpüşüyorlarmış gibi olur! | Open Subtitles | هو لا يَستطيعُ المُصَادَقَة على قوانينِ دولارِه مُوَاجَهَة بعضهم البعض لأنه سَيَكُونُ مثل هم يُقبّلونَ. |