| Asla orada olmadım ve asla senin gibi orada olmayacağım. | Open Subtitles | "لم يكن هناك، لن يكون هناك مثل آخر كما كنت." |
| Buradaki eski evimiz gibi, orada da bir evimiz olacak mı? | Open Subtitles | حسناً ، لدينا منزل هناك مثل منزلنا القديم؟ |
| Mükemmel, badem gözlü, masum Külkedisi gibi orada oturuyor. | Open Subtitles | إنها تجلس هناك مثل البريئة الطيبة ذات العيون الواسعة |
| Octavian, işçi gibi orada oturma. | Open Subtitles | أوكتافيان)، لا تجلس هناك كالعمال) |
| Çamura bulanmıştım ve o da kelebeklerle kaplı bir çalı gibi orada duruyordu. | Open Subtitles | وهي واقفه هناك كما لو أنها شجره مغطاة بالفراشات |
| Seçmeleri bitirip, 4 gibi orada oluruz. | Open Subtitles | سنقوم بأختيارات الأداء وسنكون هنا في تمام الرابعة |
| Ama birilerinin kum torbası gibi orada oturduğunu görüyorum. | Open Subtitles | لكنني أراك هنا كما لو أنك كيس ملاكمة شخص آخر |
| Niye dilsiz bir salak gibi orada dikiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تستطيع الوقوف هناك مثل أحمق كتم الصوت ؟ |
| Açılmasına 4 saat kala giderek mal gibi orada mı bekleyelim? | Open Subtitles | حتى نقف هناك مثل الحمقى لمدة أربع ساعات حتى يفتح |
| 8 aydır bir köpek gibi orada bağlıdır. | Open Subtitles | . . من 8 شهر و هي مقيدة هناك مثل الكلب |
| Güvenlik görevlisi gibi orada neden dikiliyorsun? | Open Subtitles | لما تقف هناك مثل حارس أمــن؟ |
| Bir köpek gibi orada yatıyordu. | Open Subtitles | كان يرقد هناك مثل كلب. |
| Yoksa,sende annen gibi orada öleceksin. | Open Subtitles | ستموتين هناك مثل والدتك. |
| Aptal gibi orada durmasana. | Open Subtitles | لا تقف فقط هناك مثل الأحمق |
| Octavian, işçi gibi orada oturma | Open Subtitles | أوكتافيان)، لا تجلس هناك كالعمال) |
| Hayır, önceden planlandığı gibi, orada olacağız | Open Subtitles | ، ديناً، وسوف يكون هناك كما وعدت، م. |
| Söz verdiğin gibi orada kalmalıydın | Open Subtitles | لو كنت بقيت هناك كما وعدت. |
| Sarayın sürüngeniymiş gibi orada öylece oturmadılar, ...yüzleri hareketsiz bir biçimde durmadılar. | Open Subtitles | لم يجلسوا هناك كما زواحف القصر وجوه بلا تعبير وانياب لا تظهر لا ! |
| Sigorta eksperiyle saat iki gibi orada buluşmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أُقابل مسئول التأمين هنا في تمام الثانية. |
| Gerçek, kitaba gömülmüş okunmayı bekleyen bir cümle gibi orada duruyor. | Open Subtitles | ضوء الحقيقة هنا كما لو كانت مكتوبة فى كتاب... تنتظرلتصبحمقروئة... |