"girdabın" - Translation from Turkish to Arabic

• دوامة
• الدوامة
• القمع

Romanımı okumanın,dev bir girdabın içine çekilme gibi olmasını istiyorum.
أريد أن يكون القارىء يشعر وكأنه في دوامة كبيرة

Aylarca denizde kaybolduktan sonra, yavaşça çöplerin toplaştığı büyük bir girdabın içine sürüklenir. Bu bölge Büyük Pasifik Okyanusu'nun Yüzen Çöp Adası olarak adlandırılır.
بعد تيهانها لشهور في البحر فإنها تنجذب ببطء إلى دوامة حيث تتراكم فيها النفايات في مكان يُسمى برقعة القمامة الهائلة في المحيط الهادي

Bir girdabın yanından kayıp gitmek gibiydi.
وأصبح الأمر كأننى انزلق على دوامة

Genellikle girdabın yuttuğu sörfçülerin yaralarını incelediğimde yaralarında birazcık mercan ve kaya parçacıklarına rastlarım.
عادة عندما افحص الجروح من ركوب الامواج الذي اكلتها الدوامة وجدت قطعة صغيرة من المرجان

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde girdabın içine fırlat, yeşil adam.
بقوة بقدر مايمكنك رميه , مباشرة في الدوامة , أيها الرجل الأخضر

Ya kimin yaptığını öğrenip... laneti sahibine geri göndermeliyiz... veya girdabın yok olması için taşıyıcısı ölmeli.
أما تعلمنا من عمله، وارجع اللعنة إليهم، أو القمع يختفي إذا ناقله مات

- Bu girdabın oluşmasına sebep olan ne?
ما الذي قد يُفعل دوامة هذا سؤال جيد

- Ve siz, Bayan Pond, neredeyse girdabın içine atılacaksınız.
وأنتِ يا آنسة بوند، كدتِ أن تُرمي في دوامة الزمن !

"Dev bir girdabın içine çekilme gibi."
مثل الانجرار إلى دوامة عملاقة

- girdabın alt kısmında kayalar vardır.
الدوامة لديها صخور في اسفل السطح نعم

girdabın gücü bizi aşağıya çekiyor.
قوة الدوامة تسحبنا إلى الأسفل

- girdabın dışına düştük.
-لقد سقطنا خارج الدوامة

girdabın büyümesini inceledim.
لدي حلل نمو القمع.

- Derhal! - Senin bir girdabın var.
الآن عندَك القمع

- Senin girdabın var.
عندك القمع