| içeri girdiğim ilk gün, onlara nasıl bakacağımı bilmiyordum. | TED | في اليوم الاول عندما دخلت السجن ، لم أكن أعرف كيف أنظر إليهم. |
| Şu güne kadar içine girdiğim tek "Riziko!" | TED | أنه متسابق الخطر الوحيد الذي دخلت داخله. |
| David Brin bu konuda tartışacaktı ve ben içeri girdiğim sırada yüzlercesi şiddetle yuhalamaya basladı. | TED | وكان ديفيد برن سيجادلني حول أفكاري، وعندما دخلت المؤتمر، تلقيت رد فعل سلبي شديد من الجمهور. |
| Binanın içine girdiğim andan itibaren bir ölü karşıma çıkıyor. | Open Subtitles | في كل مرّة أعالج مريضا ً هنا وبمجرد دخولي للمبني |
| Davetsiz girdiğim için özür dilerim Mary. | Open Subtitles | أنا أسف ايضاً لتدخلي في هذا الموضوع |
| Ortaokula girdiğim sıralardı galiba, bir tane dikip giymişti. | Open Subtitles | عندما دخلتُ المدرسة المتوسطة، صممت واحداً لنفسها |
| Mary Lazarus, içeri girdiğim anda bunu bildiğini anlamıştım. | Open Subtitles | ماري لازاروس, حالما دخلت من الباب علمت أنك تعلمين ذلك |
| Bu ödülü onun ardından tuvalete girdiğim için veriyorum. | Open Subtitles | إنها لأجل تلك المرة التي دخلت الحمام بها بعده |
| Ve,sadece bilmeniz için,içeride herşey tamamen odaya ilk girdiğim zamanki gibi. | Open Subtitles | فقط كي تعلمي كل شيء هناك هو بنفس الطريقة التي كان عليها عندما دخلت |
| Sorun, bu ofise girdiğim andan beri, beni yavaş yavaş, o ahlaksız kuyunun içine çekmiş olman. | Open Subtitles | يزعجني أنه منذ أن دخلت لهذا المكتب سحبتني لأعماق بالوعتك الأخلاقية |
| Bunlarla içeri girdiğim andan itibaren herkes bana gülümsedi. | Open Subtitles | منذ اللحظة التي دخلت فيها بهاتينالفتاتين.. |
| Kiliseye bir kız çocuğu olarak girdiğim ilk günden beri hep Kutsal ilahenin sağ kolu olmayı diledim. | Open Subtitles | منذ اليوم الذي دخلت فيهِ الكنيسة كطفلةٍ صغيرة كانت أمنيتي الوحيدة أن أكون اليد اليمنى لقداستها السماوية |
| Köye girdiğim günden beri herkes aynı şeyi söylüyor. | Open Subtitles | من اليوم دخلت هذه القرية, يحتفظ الجميع يقولون نفس الشيء |
| Daha önce söylemediğim için özür dilerim ama bu tanık koruma programına girdiğim zaman bunu yeni bir başlangıç olarak gördüm. | Open Subtitles | انا اسف لانني لم اقل ذلك لكِ ولكن عندما دخلت لبرنامج حماية الشهود لقد بدأت بداية جديدة |
| Teyzem ben içeri girdiğim için numara yaptığını söylüyor ama bence öyle değildi. | Open Subtitles | عمتي تقول بأنهُ ربما قد تظاهر بذلك لأنني دخلت لكن لم يبدو تظاهراً لي |
| Garaja girdiğim zaman bir adam gördüm. - Elinde silahıyla park halindeki bir arabaya doğru gidiyordu. | Open Subtitles | عندما دخلت المرآب، رأيت رجلاً كان يسير نحو سيارة واقفة ويحمل مسدس. |
| Buraya girdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | ,أسف أني دخلت لهنا, أنا كذلك .لكن توجب علي. |
| İzinsiz girdiğim için kusura bakmadın umarım. Kutlamaya hazır mısın? | Open Subtitles | آمُل ألاّ تمانع دخولي إلى هنا في غيابك، أجاهز للاحتفال؟ |
| Eve girdiğim ilk andan beri, sizi müstakbel eşim olarak diğerlerinden ayırdım. | Open Subtitles | بمجرد دخولي للمنزل اخترتك أنتِ شريكة حياتي |
| Eve girdiğim ilk andan beri, sizi müstakbel eşim olarak diğerlerinden ayırdım. | Open Subtitles | بمجرد دخولي للمنزل اخترتك أنتِ شريكة حياتي |
| Davetsiz girdiğim için özür dilerim Mary. | Open Subtitles | أنا أسف ايضاً لتدخلي في هذا الموضوع |
| İnanıp inanmamak size kalmış- içeri girdiğim andan beri, | Open Subtitles | يمكنك اختيار تصديقي أو لا منذ اللحظة التي دخلتُ فيها |
| Tek fark, içine girdiğim yoldu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المختلف هو الطريقة التي مشيت بها. |
| İzinsiz girdiğim için bağışlayın. Kocanız eminim size açıklayacaktır. | Open Subtitles | أرجوك أغفري تطفلي أنا واثق من أن زوجك سيشرح لكِ |