| Eğer gitmek istiyorsa, benim yerimi bile alabilir! | Open Subtitles | إذا كان يريد الذهاب لهذه الدرجة بأمكانه أن يأخذ مكانى |
| O yüzden üniversiteye gitmek istiyorsa... tek yolunun bu olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | وقد قال لنا أنه يريد الذهاب للجامعة لذا قررنا أن نساعده على ذلك |
| Artık onunla tartışmayacağım. Teksas'a gitmek istiyorsa, gitsin. | Open Subtitles | لو أنه يريد الذهاب إلى تكساس فدعيه يذهب |
| Nereye gitmek istiyorsa, oraya götür. | Open Subtitles | خذها إلى حيثما تريد أن تذهب |
| Nereye gitmek istiyorsa. | Open Subtitles | . أينما تريد أن تذهب |
| Mahkemeye gitmek istiyorsa, ona istediğini verelim. | Open Subtitles | إذا كانت تريد الذهاب للمحكمة فلنقدم لها ذلك |
| Eğer gitmek istiyorsa bunu kim engelleyebilir. | Open Subtitles | إن أراد الذهاب فمن بوسعه منعه عن ذلك؟ |
| Larry, eğer birkaç görüşmeye gitmek istiyorsa onun durumunu bir arkadaş olarak sende anlamalısın | Open Subtitles | ّ(لاري)، إذا كان يريد الذهاب والحصول على بضعة مقابلات فتأكد من خياراته كصديق |
| Odasına gitmek istiyorsa bırak gitsin. | Open Subtitles | إذا يريد الذهاب إلى غرفته. |
| Eğer Grace gitmek istiyorsa, benim için de sorun olmaz. | Open Subtitles | إذا كانت (غريس) تريد أن تذهب فأنا موافق |
| gitmek istiyorsa onu durduramazsınız. | Open Subtitles | إن كانت تريد الذهاب فلا يمكنكم منعها |
| Eğer gitmek istiyorsa... | Open Subtitles | حسنٌ، إذا أراد الذهاب... |