| Sen bir moronsun. Korkarım gitmenizi istemek zorundayım. Tyler meşguldü. | Open Subtitles | ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل |
| Korkarım, gitmenizi istemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ـ أنت مغفل ـ أنا مضطر أن أطلب منك الرحيل |
| Yardım edemem. Bana emir verildi. Buradan gitmenizi söylememi istediler. | Open Subtitles | لا يمكننى المساعدة ، لدى أوامر قالوا لي أن أطلب منكم المغادرة |
| Hiç bir yasa çiğnenmediğine göre kibarca sizden ve adamlarınızdan gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أرى أننا لم نخترق أي قانون، سأطلب بأدب أن تغادر أنت ورجالك |
| Yasalarıma karşı geldiğiniz için sizi tutuklamadan önce, size gitmenizi öneririm. | Open Subtitles | الآن , أقترح أن تغادروا , قبل أن أعتقلكم لأنتهاك قوانيني |
| Hepinizden, sizi mutlu eden bir yere gitmenizi isteyerek başlamak istiyorum. | TED | أود الابتداء عبر سؤالكم جميعا أن تذهبوا إلى مكانكم السعيد، أرجوكم. |
| Siz ikiniz, yürüyen merdivene gitmenizi ve insanları geri göndermenizi istiyorum. | Open Subtitles | كلاكما, أحتاجكما أن تذهبا للسلالم وتعيدا الناس |
| Bütün sebebi gitmenizi söylediğimizde gitmemeniz. O kadar basit değil. | Open Subtitles | لأنكم رفضتم الرحيل ليس الأمر بهذه البساطة |
| Size gitmenizi söyledikten birkaç saat sonra. | Open Subtitles | بعد بضع ساعات بعد ان طلبت منكم الرحيل لقد أخبرني الرجل في المكالمة أن أحول النظرية إلى خوارزمية |
| Üzgünüm ama sizden gitmenizi rica edeceğim. | Open Subtitles | انا ادرس الانجيل ولهذا انا خائفة ان اطلب منكم الرحيل الان |
| Ben biraz daha kalmaya karar verdim. Ama sizin gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | سأبقى هنا طالما استطيع اريد منكم المغادرة الأن |
| Eğer sakinleşmezseniz, sizden gitmenizi rica edeceğim. | Open Subtitles | سـيـّدي، إذا لم تهدء سوف أضطرّ إلى أن أطلب منك المغادرة |
| Bayım, eğer sakinleşmezseniz sizden gitmenizi istemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سـيـّدي، إذا لم تهدء سوف أضطرّ إلى أن أطلب منك المغادرة |
| Lütfen gidin! Bir an önce gitmenizi bekliyorum! | Open Subtitles | غادر رجاءً لا استطيع أن انتظر لرؤيتك تغادر |
| - Efendim, eğer sakin olmazsanız, - gitmenizi rica edeceğim. - Paltonu al. | Open Subtitles | سيدي، إذا لم تهداء سأطلب منك أن تغادر المكان - خذي الجاكت - |
| Tamam, kadeh kaldıracağım, ama sadece ülkemden gitmenizi sabırsızlıkla beklediğim için. | Open Subtitles | حسناً ، سأفعلها سأشرب نخبك الغبي لكن بسبب أنني لا أطيق صبراً حتى تغادروا البلاد |
| Bana teşekkür etmenizi istemiyorum. Sadece eve, ailenizin yanına gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا أريدكم أن تشكروني، أريدكم أن تذهبوا لمنازلكم وتستمتعوا مع عائلتكم |
| Ve her ikinizin de basına gitmenizi ve 'tanık' konusunu tersine çevirmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ منكما أن تذهبا للصحافة وتقفلا موضوع الشاهد |
| Ve şimdi de gitmenizi istiyorum. Hemen şimdi gitmenizi istiyorum! | Open Subtitles | و الآن أريدكما أن تغادرا غادرا علي الفور |
| Kurtarıcımız yüce İsa adına gitmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | بإسم المخلص السيد المسيح نطلب منك ان تغادري |
| Doktor da, aileniz de umurumda değil. Sadece gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | لا أبالي بهذا الدكتور ولا بعائلتكم أريدكم أن ترحلوا فحسب |
| Korkarım ki, sizden ve annenizde gitmenizi rica etmek durumundayım. | Open Subtitles | انا خجل ان ا قول لك انه يجب ان ترحلي انت وامك |
| Elimden geleni yapacağım ama buradan gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | سأفعل ما يوسعي، ولكن أريدكما أن تخرجا من هنا |
| Bu bugüne dek duyduğum en delice şey ve artık gitmenizi istemek zorundayım... | Open Subtitles | هذا اكثر الامور جنونا التي سمعتها وسوف اضطر ان اطلب منكما ان ترحلا.. الآن |
| Eğer bu konuda anlaşabilirsek sizden gitmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | اذا اتفقنا على هذا عندها سوف اطلب من المغادره |
| Artık koruyacak bir tablo kalmadığına göre, gitmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | بما أنّه لمْ تعد هُناك لوحة لحمايتها، فسأطلب منكم... أن تُغادروا. |
| Adamın yapacak işi var. gitmenizi istiyor. Gitseniz iyi olacak. | Open Subtitles | لدى هذا الرجل عمل عليه القيام به يريدكم أن ترحلوا من هنا لذا من الأفضل أن تخرجوا |