| Hayatımda ilk defa bu takımlardan bir tane giyiyorum. Merhaba. Tam zamanında. | Open Subtitles | كما تري، إنها أول مره أرتدي إحدي تلك البدلات المفتوحه من الأمام |
| Bir de aynı gömleği giyiyorum. Yıkayacağım dedim. Ama sen içindeyken yıkayamam. | Open Subtitles | ـ أرتدي نفس القميص أيضاً ـ لا أستطيع تنظيفه و أنت ترتديه |
| Millet parlıyor. Paralarını aldılar. Ben hâlâ aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
| O sırada birsey sıcradi ve kahve üzerime döküldü, bu yüzden daha önce görmediğin bu gömleği giyiyorum. Yemek neredeyse hazır. | Open Subtitles | والذي افسد قميصي بحبيبات القهوة المقذوفة منه لهذا ارتدي هذا القميص الذي لم تريه من قبل قارب تجهيز العشاء على الانتهاء |
| Gizlice keçi peyniri aşırıyorum. Umrumda değil. Takım giyiyorum. | Open Subtitles | لاننى دائما أهرب وأكل جبنة الماعز لا يهمنى , أنا ألبس ما يناسبنى |
| Millet parlıyor. Paralarını aldılar. Ben hala aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
| Arkadaşınız, babamı öldürdüğü için Kral Elbisesi'ni ben giyiyorum artık. | Open Subtitles | والآن بسبب قتل صديقك لوالدي أنا أيضاً أرتدي عباءة الملك |
| Aslında yalnızca taslak değil: Bu tablet Bluetooth'la veri gönderiyor ve ben yeleği şu anda giyiyorum. | TED | لم يعد هذا محض خيال: هذا الجهاز اللوحي يرسل بالبلوتوث وها أنا أرتدي السترة الآن. |
| Bir şeyleri yırtılana kadar giyiyorum, sonrasında onlara başka bir hayat veriyorum. | TED | أنا أرتدي الأشياء حتى تهترئ و من ثم أمنحهم حياة جديدة. |
| 25 yıldır hayatım bu şekilde evet kabul, ben önlük giyiyorum. | Open Subtitles | ...لقد عشت هكذا لـ15 عاماً وأعترف بأنني أرتدي ثياب التنظيف المنزليَة |
| Salı gününden beri aynı iççamaşırlarını giyiyorum. | Open Subtitles | إنّي أرتدي نفس الملابس الداخلية منذ يوم الثلاثاء |
| Dediğiniz gibi günlerdir paçalı don giyiyorum. | Open Subtitles | أصبحت أرتدي السراويل الواسعة كل يوم كما أخبرتني. |
| 45 derece sıcaklıkta kaşmir giyiyorum. 6'ya kadar bekleyemem. | Open Subtitles | أرتدي الكشمير في درجة حرارة 100 لن انتظر حتى السادسة |
| O yüzden bu spor ayakkabıları giyiyorum. Bir sorun olduğunda, zip, yetiştim. | Open Subtitles | لهذا أرتدي الحذاء الرياضي، حتى أستطيع الهروب في حال وقوع مشكلة |
| Neden Georgia tek parçalı giyiyor da ben bunu giyiyorum? | Open Subtitles | لماذا جورجيا حصلت على ملابس ذو قطعه واحده وانا يجب ان ارتدي هذا؟ |
| Oraya giremem. 2.000 dolarlık elbise giyiyorum. | Open Subtitles | فانا ارتدي بدلة تساوي 2000 دولار, هيا سأعطيك دفعة |
| Tüm bu İtalyan bokunu giyiyorum çünkü hala Bronx gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ألبس كلّ هذا التفاهات الإيطالية لأن أنا ما زلت أودّ اكون مثل برونكس |
| İstediğimi yapıyorum ve istediğimi giyiyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل ما أريد أن أفعله وأرتديِ ما أريد أن أرتديه |
| Artık bu elbiseyi son kez giyiyorum. | Open Subtitles | ولكن هذه آخر مرة أرتدى فيها سترة المصارعة |
| Hayır, onu yalnızca hava fazla soğuk olduğunda giyiyorum. | Open Subtitles | أنا أرتديها فقط عندما يكون الجو قارس البروده |
| - Güven verdiği için giyiyorum sadece. | Open Subtitles | حسنا، فى الواقع ارتديه فقط لأنه يعطينى الثقة |
| Korse giyiyorum ama. Sağımı solumu kurcalamanıza gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | يالهي, أنا ارتدى مشد البطن لن تحتاج الى ان تحدق النظر |
| Hayır, sen benim neyle uğraştığımı bilmiyorsun. Bir elbise giyiyorum. Gerçeği kovalayacağım. | Open Subtitles | لا، أنتما لا تعرفان فيما تقحمان نفسكما سأرتدي فستاناً وسأعرف الحقيقة |
| Senin hiçbir zaman yapmayacağın bir şey yapıyorum, "sombrero" giyiyorum. | Open Subtitles | انا البس القبعه المكسيكيه واللتي لم تلبسها قط |
| Hoplamıyorum. Sadece giyiyorum. Hoplamak zıplamak yok işin içinde. | Open Subtitles | أنا لا أتراقص على الإطلاق ، أنا فقط أرتديهم ، لا يوجد تراقص فى الأمر |
| Ağzımı çalkalamadım, birbirinden farklı çoraplar giyiyorum ve o kadar gerginim ki altıma yapabilirim. | Open Subtitles | نَسيتُ غَرْغَرَة، أَلْبسُ الجوارب المُسَاءة ملائمة وأَنا عصبيُ جداً أنا يُمْكِنُ أَنْ أُبلّلَ نفسي. |
| Kendimi bir gangstere benzetmek için bu şapkayı giyiyorum. | Open Subtitles | لقد ارتديت تلك القبعه لتعطيني مظهر رجال العصابات |
| Evet, dün geceden kalma aynı kıyafetleri giyiyorum. | Open Subtitles | نعم، ارتديته نفس الملابس ليلة الماضية. |
| O zaman neden kâhküllerimi uzatıyorum ve ipli çamaşır giyiyorum? | Open Subtitles | فلماذا أمشّط شعري للأمام وأرتدي الجلد الضيق؟ |