| Tanrım, Gordon, belki de bugün transparan tişörtünü giymen için iyi bir gün değildir. | Open Subtitles | جوردون، ربما اليوم ليس يوما لتلبس قميص الفارس المشبك |
| Giysini giymen için iki dakikan var, evlat, yoksa... | Open Subtitles | هيا، أمامك دقيقتان لتلبس زيك ..أو أنك |
| Hadi, gidelim dolabına bir bakıp giymen için güzel bir şey bulalım. | Open Subtitles | تعالي لنذهب وننظر بدولابكِ ونجد شئ مذهلا لترتديه |
| Sana da yiyecek bir şey ve giymen için bundan daha fazlasını bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لنجد لكي شيئاً ما لتتناوليه ...و شئ ما لترتديه فهذا يبدو قليلاً |
| Pekala, şimdi sana göz kamaştırıcı güzel elbiseni giymen için uygun bir yer bulmam gerek. | Open Subtitles | حسنا، علي فقط أن أعثر لك على مكان أنيق بشكل مناسب لارتداء فستانك الجديد الجميل. |
| Umarım, o takımı giymen için biri sana para ödüyordur. | Open Subtitles | ماذا ترى، حبيبي؟ حبيبي، اتمنى شخصا ما يدفع لك لارتداء هذا بدلة لعينة . |
| giymen için sana bunu getirdim. | Open Subtitles | ولدي شيء لك لترتديه |
| Makale yarışmasının kazanamadın ama yine de ben sana evde giymen için %100 hipoalerjenik bu sağ sütyeni veriyorum o tarafın kendini ifşa ettiği için. | Open Subtitles | أنت لست فائزة في مسابقة المقالات ولكن لدي هذا 100٪ مضادة التحسس من الجانب الأيمن لحمالة الصدر بالنسبة لك لارتداء المنزل منذ كنت |