| Neden gizli bilgilerin açığa çıkmasını desteklemek gereklidir? | TED | لماذا هو صحيح أن تُشجّع على تسريب معلومات سرية ؟ |
| Dava bizim çünkü NCIS gizli bilgilerin açığa çıkmasını istemiyor. | Open Subtitles | هذه القضية لنا لأن وحدتنا لا يريدون منه كشف معلومات سرية |
| Ama bu, ulusal güvenliği ilgilendiren çok gizli bilgilerin anlatılması demek oluyor. | Open Subtitles | ولكن ذلك سيكون دخولاً في معلومات سرية للغاية تتعلق بالأمن القومي، |
| NSS binasında, çok gizli bilgilerin saklandığı bir depo var. | Open Subtitles | ضمن منظمة الأمن القومي هناك دائرة تخزن المعلومات السرية للغاية |
| Bir de mahkememi karalıyorsunuz. Orası gizli bilgilerin bulunduğu... Bu sizinle ilgili değil. | Open Subtitles | واتهام محكمتي بأنها مكان لتبادل المعلومات السرية لإعضاء العصابات المعروفة |
| En mantıklı teori gizli bilgilerin elde edilip satılması için kaçırma işinin bir kılıf olması yönünde. | Open Subtitles | النظرية السائدة هو أن حادثة الاختطاف كانت غطاء لاقتناء و بيع معلومات سرية |
| Amerikan halkına zarar verecek terörist faaliyetlere karşı girişilen mücadele için büyük önem taşıyan hassas programlara ait gizli bilgilerin sızdırılmasını bir sorun olduğu muhakkak. | Open Subtitles | تسريب معلومات سرية عن برنامج حسّاس ومهم في حربنا ضد الإرهاب الذي يتربص بالأمريكيين، هي مشكلة، |
| - Siber Suçlar ve Özel Operasyonlar Bölümü, önceki gece Washington'daki bir sunucudan çalınan gizli bilgilerin de içinde olduğunu düşündükleri sabit diskleri buldular. | Open Subtitles | لم يستعيد الأقراص الصلبة لإحتواء معلومات سرية تشكل خطر على الأمن القومي من خوادم إنترنت واشنطن العاصمة الليلة الماضية |
| Bunu her kim yaptıysa, gizli bilgilerin nasıl elde edileceğini biliyor. | Open Subtitles | الذي فعل هذا يعرف كيف يحصل على معلومات سرية |
| Binbaşı Turner'ın dairesinde içinde çok gizli bilgilerin olduğu bir sabit disk buldular. | Open Subtitles | قرص صلب. يحتوي على معلومات سرية عثر عليه في منزل الرائد (تيرنر). |
| Binbaşı Turner'ın dairesinde içinde çok gizli bilgilerin olduğu bir sabit disk buldular. | Open Subtitles | قرص صلب. يحتوي على معلومات سرية عثر عليه .(في منزل الرائد (تيرنر |
| Teknik gizli bilgilerin olduğunu. | Open Subtitles | من الناحية الفنية وهذا هو المعلومات السرية. |
| Ancak Başkan'dan aldığım yetkiyle hükümetin savını güçlendirmek için gizli bilgilerin bir kısmını paylaşacağım. | Open Subtitles | لكني الآن أملك السلطة من الرئيس، لمشاركة بعض من المعلومات السرية لدعم موقف الحكومة. |
| Tüm gün kimin nereye gittiği konusunda konuşabiliriz ama şu bir gerçek ki canlı yayında, ulusal bir kanalda gizli bilgilerin ifşa edilmesi... | Open Subtitles | بإمكاننا التحدث طوال اليوم عن مكان تعليمنا لكن هذا لا يغير حقيقة الكشف عن المعلومات السرية |