| Askeriye bizden bir şey gizliyor. | Open Subtitles | اسمع، الجيش يخفي شيء عنّا كدنا أن نصل إلى الحقيقة |
| Herkese göre gayet başarılı bir kişiydi ama bana bir şeyler gizliyor gibi gelmişti. | Open Subtitles | كان رجلا رائعا في عيون الاخرين لكنه كان يبدو دائما و كأنه يخفي شيئا |
| Bu kurumsal mevcut fotoğraflar başka bir gerçeği de gizliyor. | TED | تخفي مجموعة صور الشركات حقيقة آخرى، طبقة أخرى. |
| Zeki bir çocuksun ama bunu gizliyor gibisin. Nerede şu kitap? | Open Subtitles | أنت صبي ذكي ويبدو أنك تخفي هذه الحقيقة، أين هذا الكتاب ؟ |
| Alaska'da, sabahın yoğun sisi bir başka kartal tipini gizliyor. | Open Subtitles | فى ألاسكا، قدر من ضباب الصباح المبكر يغطي نموذج تقليدى آخر |
| Yakalandığı konusundaki kendi endişesini sanki benim için endişeleniyormuş gibi davranarak gizliyor. | Open Subtitles | إنها تخبئ قلقها بشأن أن يكشف أمرها بتصرفها وكأنها قلقة بشأني |
| Herkes kendini gizliyor ve başka bir şey olmaya uğraşıyor. | Open Subtitles | الجميع يخفي حقيقتة ويحاول أن يتصرف بشكل مغاير لما هو عليه |
| Kriyoglobulin proteinleri üreterek bütün sırlarını gizliyor böylece Hepatit C testi negatif çıkıyor. | Open Subtitles | إنّه يخفي كلّ أسراركَ بإنتاج الغولوبين البرديّ لذا أتت الفحوصات سلبيّة |
| Açıklarda, büyük okyanus genişlikleri bir şeyler gizliyor. Mercanlardan sonra, bir diğer kritik faktör planktonların sağlığı. | Open Subtitles | إضافة للشاطيء، إتساع المحيط يخفي شيئا آخر |
| Görünen o ki, bir tür büyük oranda meth ile üretilmiş bu, Ectasy'nin etkisini, kullanıcılar çok fazla alana kadar gizliyor. | Open Subtitles | من الواضح انه ينتج بكمية كبيرة من الميثامفيتامين ذلك يخفي الآثار الخاصة بعقار النشوة حتى يكون المتعاطي تناول كمية زائدة |
| Verileri uydulardan sektiriyordu. Kendini gayet iyi gizliyor. | Open Subtitles | ويتنقل من قمر صناعي لأخر أنه يخفي نفسه جيداً |
| Bana Hükümet bir şey gizliyor dersen ben de sana Salı her hafta geliyor derim. | Open Subtitles | إن أخبرتني أنّ الحكومة الأمريكية تخفي شيئاً، سأقول لك أنّه يوم الثلاثاء. |
| O kadın bir şey gizliyor, ben de bunu bulacağım. | Open Subtitles | تلك الفتاة تخفي شيئاً ، وأنا سوف أقضي عليها |
| Hükümet 70 yıldır uzaylı teknolojisini kullanıyor ve gizliyor. | Open Subtitles | أن الحكومة تخفي وتختزن تكنولوجيا فضائية لـ70 سنة |
| Yaşadığın travmaları gizliyor olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | قلق بأنّك قد تخفي اي صدمة لابد أنّك تشعر بها |
| Hizmetli dolabında sahte bir dolap var. Bir merdiveni gizliyor. | Open Subtitles | يوجد جدار مزيف في حجرة البواب يغطي سلماً |
| Tüm erkeklere bakıyor ama broşürle yüzünü gizliyor. | Open Subtitles | تحملق في كل رجل يدخل ولكنها تخبئ وجهها |
| Bileğime taktığım cihaz vücut ısımı gizliyor. | Open Subtitles | هذا الجهاز الذي أرتديه في معصمي يُخفي حرارة جسدي |
| LaTour kavga hakkında yalan söylüyor. Bazı şeyleri gizliyor. | Open Subtitles | ان لاتور كذب بشأن المشاجرة, انه يخفى شيئا بداخله |
| Sen ve ben gibiler bakışlarından insanlar ne gizliyor biliriz. | Open Subtitles | أشخاصٌ مثلي ومثلك يعلمون كيف يبدو الناس عندما يخفون شيئاً |
| Hayatta kalmak için kendini gizliyor. | Open Subtitles | انها تتنكر لكى تحافظ على حياتها |
| Ağlamaklı gözleri, onun birçok güzel özelliğini gizliyor. | Open Subtitles | عيناها الباكية تُخفي مميزاتها المتعددة |
| Avukatın bize karşı konuşmamasının ve hırsızlığı ihbar etmemesinin tek bir nedeni olabilir. Bir şeyleri gizliyor. | Open Subtitles | هُناك سبب واحد لمُماطلة ذلك المُحامي لنا وعدم الإبلاغ عن إقتحام، هُو يُغطي شيئاً. |
| Karanlık, tehlikeli ve gezgin yırtıcı hayvanların gelişini gizliyor. | Open Subtitles | تحجب العتمة وصول كتائب من المفترسات الخطيرة. |
| Kederini gizliyor ve başını kaldırmıyorsun. | Open Subtitles | أنت تخفى أحزانك و أنا أحنى رأسى |
| O boyaların altında ne gizliyor acaba? | Open Subtitles | ما الذي يخفيه تحت تلك المكياج؟ |
| Ya bir şeyi ya da birini gizliyor. | Open Subtitles | إنها تخفي أمراً أو تتستر على شخص |