| Gray Road'da doğuya giden başıbozuk bir suçluya rastladık. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | دعنا نمسك بهذا الأخرق يتجه شرق طريق جراى , أكرر ؟ |
| Bay Frederick Gray, Savunma Bakanı. Günaydın Komutan. | Open Subtitles | السيد فريدريك جراى وزير الدفاع صباح الخير أيها القائد |
| Bak Gray, birbirimizin hayranı olmadığımızı biliyorum ama burada çok ciddi bir sorunumuz var. | Open Subtitles | استمع يا جريه اعلم أننا لسنا معجبين ببعضنا البعض لكننا متورطون بمشكلة فائقة الخطورة |
| Gray gözaltında olsa da, Memento Mori bunu yapmaya devam edecektir. | Open Subtitles | تعلمون تذكار موري غير سنحاول أن أعلى هذا. على الرغم من رمادي في الحبس. |
| Christian Cynthia Gray ile yoga mı yapıyor? | Open Subtitles | كريـــستيان يتمرن اليوغا مع سينثيا غري ؟ |
| Polisin söylediğine göre kurban, 15 yaşındaki Christina Gray... erkek arkadaşı Rod Lane ile önceden kavga etmiş. | Open Subtitles | الضحية عمرها 15 سنة اسمها تينا جريج تشاجرت مع صديقها رود لان |
| Wayne Gray. Lisede kimya dersi almıştım. | Open Subtitles | وين جراى ،تلقيت بعض دروس الكيمياء فى المدرسة |
| Bay Gray bir tanesini Boston içme suyuna atmak istiyor. | Open Subtitles | من المؤكد أن مستر جراى يريد أن يدس دوده فى محطة امداد بوسطن بالمياه |
| Bay Gray gitti mi ben de bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا نفسى لا أعلم اذا ما كان مستر جراى قد رحل |
| Bay Gray'in asla bilemeyeceği bir şey söyle. | Open Subtitles | أخبرنى شيئا يا مستر جراى ربما لا تعلم شيئا عنه |
| Emily Gray bu sabah üniversiteden bir öğrenciyi öldürdüğünü itiraf etti | Open Subtitles | إميلى جراى هذا الصباح اعترفت بقتلها لطالب الجامعة |
| Yani Emily Gray oyunu oynadıktan sonra çocuğu boğmak istedi | Open Subtitles | إميلى جراى حاولت إغراق الولد بعد أن لعبت اللعبة |
| Gray, burada oynayabileceğimiz tek kart arkadaşlarımın elindeki uçak. | Open Subtitles | جريه ، كل ما لدينا هو أن أصدقائي لديهم الطائرة |
| Gray'in ölmesini isteseydi bu adamları getirmezdi. | Open Subtitles | استمع ، لو أراد قتل جريه لما أحضر كل هؤلاء |
| Beni dinle Michael. Gray kardeşini vurdu. | Open Subtitles | اصغي إليّ يا مايكل جريه أطلق النار على أخيك |
| Efendim, Gray'e 99'un anlamını sorar mısınız? | Open Subtitles | سيدي، يمكنك أن تطلب رمادي ما أهمية عدد 99 هو؟ |
| Peki, eğer Gray bizi yanlış hedefe yönlendirdiyse, gerçek hedef neresi? | Open Subtitles | حتى إذا أرسلت لنا رمادي في الإتجاه الخاطئ، ثم ما هو الهدف الحقيقي؟ |
| Beyrut'ta Gray isimli bir adam tarafından birilerinin NATO bilgilerinin peşinde olduğu hakkında duyum aldık. | Open Subtitles | كنا قد تلقينا بلاغا من رجل يدعى غري في بيروت كان يبحث عن معلومات حول حلف الناتو |
| - İlginçmiş harbiden. - Aktör olan Gray Cooper mı? | Open Subtitles | ـ هذا مُثير ـ جريج كوبر ، المُمثل ؟ |
| Bunu yapamazsın, Gray. Bu insanlara sığınak verdim. | Open Subtitles | لاتستطيعانتفعلهذا ياجراي,لقداعطيت هؤلاء الناس الامان. |
| Bana para verdi, çok para soru sormamı engellemek için ve Rose Gray'i satın almak için. | Open Subtitles | لذا دفع لي المال، الكثير من المال لمنعي من طرحي لأسئلة وشراء قارب الوردة الرمادية |
| Lütfen Bayım. Buraya Lord Gray ile bir ölüm kalım meselesini görüşmek için geldik. | Open Subtitles | سـيدي ، نريد مقابلة اللورد جري في مسـألة حياة أو موت |
| John Gray. Nedense seni farklı tahmin ediyordum. | Open Subtitles | " جون قراي " تخيلت صورتك بشكل مختلف تماماَ |
| Gray Anderson'a oy vermeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | الن تصوت لجراي اندرسون ؟ |
| Charles Darwin bile, 1860'da Asa Gray'e yazdığı bir mektupta, tavus kuşu kuyruğu görmenin onu hasta ettiğini yazdı. | TED | حتى تشارلز داروين، في عام 1860 أرسل خطاباً إلى اسا جراي كتب فيه أن منظر ذيل الطاووس جعله يمرض. |
| Federaller bir şey yakalamak için Gray'in anılarını tarıyorlar ama zor bir ihtimal. | Open Subtitles | يتم تنقية الاجهزة الاتحادية ذكريات غراي عن أدلة، ولكن انها طلقة في الظلام. |